29 Mayıs 2009 Cuma

Ama Faul Dündü!

"Ama faul dündü!!"
Murat Kosova

Clevelandlı oyuncuya yapılan faule, daha turnikeye başlamamış olmasına rağmen basket faul çalınmasından sonra.

United Clubs of Ankara

Biri 100 yıllık geçmişe sahip "Ankaragücü"; biri belediyenin imkanlarıyla Süper Lig yüzü görmüş ve bir türlü yakamızı bırakmayan Ankaraspor! Biri en az bir Hodrimeydan, bir Tatangalar, bir KskÇarşı kadar takımına bağlı(psikopatlık derecesinde) "Gecekondu" isimli taraftar grubuna sahip Ankaragücü; biri maçlarını, emir kulu belediye çalışanlarına oynayan Ankaraspor.

2 kulübü birleştirmek istiyorlar. Amaç ne? Ankaraspor'un bu ısrarının sebebi 100.yılını yaşayacak olan bir Ankara kulübünü şampiyon yapmak. Tabi bu, olayın bize yansıtılmaya çalışılan tarafı. Olayın içinde Ankara Belediyesi'nin siyasi amaçlarıda var bana göre. Orası bizi ilgilendirmiyor.

Ankaraspor başkanı, Melih oğlu Ahmet Gökçek; 100.yılında Ankaragücü'nü şampiyon yapmayı hedefliyormuş. "Onlar fakir ama seveni var, biz zenginiz ama sevilmiyoruz" gibisinden konuşmuş. Sevmiyorum Ankaraspor'u. Kaliteli bir kadro, kaliteli ve geleceği olan bir altyapıya sahipler. Bu birleşmeye sevinmemin tek nedeni de budur. Bugüne kadar başkentinden şampiyon çıkmamış ülkemin futbol liginde ki rekabeti arttıracak olmasıdır en büyük sevincim. Koskoca Ankaragücü'nün artık ligin dibinden kurtulabilmesi için bir kaynaktır, kullanılabildiği takdirde.

Ankaragücü yönetimi kararını bu hafta sonu verecekmiş. Ankara+Ankaragücü= Ankaragücü olacak. Sadece yeni yönetim oluşturulması konusunda sorunlar varmış. Ankara yönetimi orası kolay iş, gelin birleşelim buluruz çaresini diyor. Bakalım seneye 17 takımlı bir lig izlemek nasıl olacak...

Cottbus Düşerken...



Play-Off ilk maç sonucu
Energie Cottbus 0 - 3 Nürnberg
Tuncay'dan sonra Çağdaş'da liglerine veda eden lejyonerlerimiz arasına katılıyor...

3'te 3

Hazırlık maçı tadında geçen Şampiyonlar Ligi Finali hakkında birşeyler karalamak gelmedi içimden. Ancak bu fotoğrafı görünce aklıma ister istemez 1999-2000 sezonunu getirdi. UEFA'da, Ligde ve Türkiye Kupası'nda başarıya ulaştığımız tek sene. 3 kulvarda gelen şampiyonluklar.
Aradan geçen 9 sene. Biz şimdi Henry'nin 3 işaretini izlerken, hafta sonu UEFA'ya kalabilir miyiz sorularıyla meşgul ediyoruz zihnimizi...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Sefamızda Sensin Cefamızda


Sefamda sensin cefamda,
Bayrağın olsun tabutumda,
Sevdan işlemiş ruhuma,
Aldırma Cimbom aldırma...

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Doldur Barmen, Şampiyonuz!!!

Bundesliga 2009
Şampiyon
Wolfsburg

Amacına Ulaşmış

Martin Bravo
Pumas

Futbol ve Din


...

Bahisim, Bahisin, Bahisi! #9

12CUMARTESİ KUPONU

Socxhaux-Nantes / 1 /
Benfica-Belenenses / 1 /
Villareal-Valencia /Üst /
Barcelona-Osasuna /Üst /

oran:4.78

PAZAR KUPONU


Fulham-Everton / 2 /
Sivasspor-Gençlerbirliği / 1 /
Porto-Braga / 1 /
Dinamo Moskova-Zenit / 2 /

oran:13.68

2 GÜN KUPONU

Barcelona-Osasuna / 1 /
Benfica-Belenenses / 1 /
ASton Villa-Newcastle United / 1 /
Beşiktaş-Galatasaray / Üst /

oran:8.82

yorumları alalım...

Suspended*

Didier Drogba'ya 3 Maç Ceza!

suspended:cezalı

22 Mayıs 2009 Cuma

Bir Nesilin Sonu...

Bu hafta sonu 2 yıldızı, 2 kaptanı uğurluyor futbol dünyası... Tugay Kerimoğlu ve Paolo Maldini futbolu bırakıyor. Takımlarının oyanayacağı WBA ve Roma maçlarıyla taraftarları önüne son kez çıkıyor 2 kaptan. Üzgünüz. 2'si de birer profesyonellik abidesi. Maldini bundan sonraki hayatında Milan'ı satın almalı bence, yada başkan olmalı. Aile şirketi şekli:) Tugay'ı da Galatasaray'ında görmeyi çok istiyorum... Tugay için son bişey;

Tugay, you are my Turkish Delight!

21 Mayıs 2009 Perşembe

Ebil Oğlan


Zydrunas İlgauskas

F1.09 / Son Gelişmeler 3

Bütçe sınırlaması kuralı ve Ferrari'nin FIA'ya açmış olduğu dava halen gündemi meşgul etmekte. Karar açıklandı ve mahkeme Ferrari'nin davasını reddetti. Ferrari'nin davası reddedilirken, kurala engel gösterilecek haklı/geçerli bir sebebi olmadığı belirtilmiş. Ferrari'nin bundan sonra ne yapacağı ise tamamıyla bir sır. Kimileri Ferrari'nin mahkemeye rest çekmesi gerektiğini söylüyor ancak FIA, F1 ve mahkemeye rest çekip F1'den ayrılmak o kadar kolay değil. Bu takım Ferrari'de olsa. Sponsorluk anlaşmaları ve teknolojik yatırımlar, takımlara ileriye dönük bir külfet getiriyor. Ferrari'nin de buna bağlı olarak baya bi borcu olması muhtemel. Yemez yani...

Gelen haberlere göre F1'de yarışmaya hazırlanan 4 takım bu isteklerini doğrulamışlar.
"Eski grand prix patronlarından Nick Wirth, spor otomobili takımı Epsilon Euskadi, önde gelen yarış aracı mühendislik şirketlerinden Ray Mallock Limited ve GP2 takımı Campos Racing, gelecek yıl Formula 1'de mücadele etmek istediklerini doğruladı."
Bu takımlara bütçe sınırlaması kuralı cazip gelmiş olabilir. Bu sebeple F1'e girmeye daha sıcak bakıyor olabilirler. Ferrari'nin ise F1'e katılmayı amaçlayan bu takımların aleyhinde açıklamalar yaptığını gördük. Ferrari ekibi bütçe sınırlamasıyla sporun kalitesinin düşeceğini ve F1'ibn GP3 olarak adlandırılabileceğini belirtmiş. Tabi çıkarları da söz konusu ancak bende bu açıklamalara katılamadan edemiyorum.

F1'in gündemini meşgul eden en önemli konulardan biri de Alonso'nun geleceği. Ferrari'yle adı geçiyor ama kimseden bir ses çıkmaması kendisini de telaşlandırmış anlaşılan. Geleceğini merak ettiğini belirtmiş. Bu aralar sürekli Ferrari'ye sırnaşan, yalakalığın zirvesinde açıklamalar yapan Alonso'nun geleceği benimde en merak ettiğim olaylardan biri.

Button'ın da bir açıklaması olmuş, hayli ilgi çekici. Yarış kazanmaya başladığından beri canı sıkılıyormuş beyfendinin. Kazanamadığı zamanlar hırs yaptığı için daha keyifli geçiyormuş günleri. İlginç tabi. Biz buna" rahat batması" diyoruz!

Ve Monaco Grand Prix'sini beklemeye koyuluyoruz...

Beşiktaş - Galatasaray / Maç Öncesi 1

Pazar günü oynanacak maçın hakemi Mustafa Kamil Abitoğlu olarak belirlendi. Hakem komitesinin son zamanlarda yaptığı en iyi seçimlerden biri bence. Abitoğlu, Süper Lig'in en temiz hakemlerinden biri. Adı hiçbir zaman spekülasyonlara karışmadı. Bu sezon izleyebildiğimiz maçları şunlar:
Galatasaray'ın; Denizli(4-1), Gaziantep(1-0), Kayseri(1-0)
Beşiktaş'ın; Gaziantep(3-0), Gençlerbirliği(3-1), Sivas(1-1).

Bu maçların hepsini de canlı izleme fırsatı bulduk. Hiçbirinin ardından da çok kötü eleştirilerde bulunmadık. Abitoğlu'nun bizi düşünmeye sevk edecek tek özelliği, ilk defa derbi yönetecek olması ve bu derbinin belkide şampiyonu belirleyecek olmasıdır.

İspanya, Ukrayna Dayanışması!


Bu sene hakemler büyük maçlara damga vurmaya yemin etmişler. Topluca bi ayin düzenleyip, bişeylere el sürmüş bunlar diye şüphelenmiyo değilim. Chelsea-Barcelona maçı hakemi Ovrebo'dan sonra bu gece Cantelejo'da Werder'İn hakkını yedi zannımca! Hayır Türk insanı duygusaldır, kaybedenin yanında olur. Ben ki Shaktar'ı destekliyordum ve daha iyi oynadıklarının da farkındayım ama hakkettiklerini söyleyemiyorum böyle bir hakem yüzünden. Uzatmaların 20.dakikasında verilmeyen buz gibi bir penaltı var mesela. Son dakikada atılan gole Bülent Bey çok iyi tespit felan desede bana göre gayet goldü.

Diego'nun olmaması Werder'i çok etkiledi açıkçası. Mesut Özil çok etkisiz kaldı bu gece. İyi bir hareket yapıp gol pası verdi ama onda da ofsaytta olduğundan gol geçersiz sayıldı. Werder Bremen'de tek bir iyi oyuncu vardı. Tİm Wiese! 2.goldeki büyük hatasını görmezden gelirsek onu söyleyebiliriz. Eğer o golü yemese penaltılarda çok güveniyordum kendisine...

Maçın 90dakikasına dakikası dakikasına baktık bi alttaki postta. Uzatma dakikaları normal sürenin aksine biraz daha tempolu başladı. Shaktar yine iyi derken Srna sağdan gönderdi ceza yayının üzerine, Jadson vurdu ve gol! Tim Wiese ellerinin arasından kaçırdı ve Almanları yıktı. Dakikalar 96'yı gösteriyordu.

Golün ardından Lucescu'nun öğreticiliği, bişeyleri aşılama başarısı girdi devreye. Takımına skor üstünlüğünden sonra oyunu soğutmayı çok iyi aşılamıştı. Öyle dan dun oynayarak, yatıp 5 dakika kalkmayarak değil. Ayağa paslarla rakibi oynatarak, rahat olmayı deneyerek... Bremenli oyuncular uzatmaların sonuna kadar bön bön izledi rakibi.

Bülent Tulun'un maçı izlemediğini düşünüyorum. Ara ara bakarak yorum yaptı bence. Oyuna henüz girmemiş oyuncudan "az önce oyunca giren" şeklinde bahseden bir yorumcu. Melih Gümüşbıçak uyarınca "haa, girmedi mi daha ya?" diyen biri. Fenaa!

Sonuç olarak; iyi oynayan ve kazanan taraf Lucescu'lu Shaktar Donetsk oldu. Ancak Shaktar'ın kazanmasında hakemin etkisi büyük oldu. Werder Bremenli topçular açık açık ezildi. Acaba bu kupa, Euro 2012'yi almış Ukrayna futbolunun gelişmesi için bir hediye niteliği mi taşıyordu demeden edemedim...

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Shaktar Bremen! UEFA Kadıköy!


1. Yarı
UEFA Finali'ni Yaprak dökümü ile dönüşümlü olarak izlemek nedir bilir misiniz? Kendi şehrinizde oynanan bir UEFA Finali'ni 90 dakika canlı izleyemeyecek olmak, Tv'den bile olsa!.. Maç saatini heycanla bekleyip, evdeki Yaprak Dökümü çılgınlığını unutmak. Neyse...

Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar... E tabi, Galatasaray finale kalamayınca birçok taraftarın elinde patladı biletler. Sonucu anlamak basit. Alman ve Ukrayna takımlarının final maçında Türkiye, Türkiye! seslerini duymak gayet normal.

Şu finalleri ya da böylesine önemli maçları ShowTv, Kanal D, Atv gibi kanallara bırakan Ntv'ye çok kızıyorum. Futbolseverin dilinden en çok anlayan kanalın, paraya kıyamayıp ihaleleri alamaması üzücü. Tabi işin aslı hakkında pek bilgimiz yok, onu bilenlerin açıklaması daha doğru olur.

Ferhunde'nin Şevket'le ilişkisi... Pardon, akıl mı kaldı!..
Werder Bremen, Shaktar'ın ilk golüne kadar top oynamadı denebilir. Luiz Adriano adlı 22'lik forveti tutamadılar bi türlü. %100'lük 2 pozisyon gördüm izleyebildiğim dakikalarda. Biri gol zaten, geliyorum diyen bir gol... Sol kanadı da çok kötü başladı Werder'in.

Unutmadan... ShowTv'nin yorumcu seçimide çok çok kötü. Kombinasyona, kombinezon diyen eski bir Galatasaray yöneticisi. Bu takımın neden bir türlü adam olamadığının göstergesidir bu. Kimlerin yönetici olduğunun felan, neyse konu bu değil.

Bu Ilsinho fena topçu değil. Tarzını Hagi'ye benzettim ben. Kalitesini kıyaslamam da aklıma Hagi'yi getirdi. Biraz Alex, biraz Lincoln. Lincoln gibi salına salına koşuyor ama işini iyi yaptı. 45 dakikanın izleyebildiğim 25 dakikasında gördüğüm kadarıyla!! 2. golü göremedim malesef ancak 1-1'den sonra izlediğim anlarda Werder Bremen iyiydi. Ayağa oynamaya başladılar ve rakibe basmak gelmişti akıllarına. Bakalım 2. yarıda neler olacak. Maç sonrası yazısıyla buralarda olurum yine...

2.Yarı
Öncelikle bir yanlışlığı düzelterek başlamak istiyorum ki bu marşları söyleyenlerin Fb'li olduğunu öğrendim. Bizim finale kalma ihtimalimiz öyle g.t korkusuna boğmuşki bunları baya bi bilet almışlar. Tabi bizimde elimizde patlayan biletler olmuştur illa ki ama bunlar komikler ya. Ayrıca ekşiden okuduğum kadarıyla ilk yarının biyerinde Bülent ve Melih ikilisinden çakmak ve iç geçirme sesleri duyulmuş. Maçın sıkıntısı basmış, bi sigara yakmışlar.

2.yarının 25.dakikası geldiğinde, maçın ilk yarısını kaçırdığıma sevindim. Öyle bir oyun vardı ki ızdırap. Bizim Süper Lig'e yükselme maçları tadında. YOk yok bizimkiler daha yenilebilir aman izlenebilir. Kaçan 1 pozisyon, maksimum 2 ve Levandovski'nin 3-5 güzel pası. Srna'nın verdiği mücadele de cabası...

70'ten sonrası iyi olur demeyi beklerken, maç iyicene cehennem ateşi tadını almaya başladı. Bizim peder uyumaya başlarken, beni uyanık tutan tekrar "En büyük fb" diye bağırmaya başlayan mal arkadaşlarımızdı, eheheh. Komikler. Ekşi'den bahsetmişken, 90 dakikayı şöyle bitirelim;
"bagirmayan taraftar siktirsin gitsin" seklinde tezahurat yapilmasindan korktugum mac. akilli olun olm! misafir onlar...
(ne nicki be, 20.05.2009 22:11 ~ 22:20)

Maç bitiminde görüşmek üzere...

Werder Donetsk

UEFA Finali, ılık bir bahar gecesi, e madem evdesin en iyisi kefini sürmek... Soğuk bi limonata iyi gider diye düşündüm =) Diego yokmuş, Mesut'u izlemek keyif verecek. Lucescu oyunu kitlemezse çok mutlu olacağım. Taraftar açısından çok iyi değilmiş ortam Kadıköy'de ama evdeysem futbola bakarım.

Ah orda biz olacaktık ki...

90 Lira'ya Dünya Derbisi (!)

Hafta sonu oynuyacağımız Bjk maçının bilet fiyatları açıklanmış. Gitmeyi çok istediğim bir deplasman İnönü. Çarşı'nın sesini ara ara bastırmanın verdiği hazzı TV'de izlerken bile hissedebiliyorum bi nebze. Ancak şöyle bişey var ki deplasman tribünü biletleri 90 Türk Lirası'ndan satışa sunulmuş. Hayır Bjk yönetimi ayrı gayrı olmasın diye kendi taraftarınıda s.kiyo afedersiniz. Eski Açık Tribünü 90 Türk Lirası!!! Bu akşam UEFA Final maçının biletleri 75 Euro, yaklaşık 150 Lira ama Saraçoğlu gibi standartları yüksek olan bir stadta. Kıçı kırık İnönü'nün, en boktan kısmına biçilen değer ise 90 Lira. Akıl ve mantık kabul etmiyor böyle bişeyi!..

Antonio Valencia

Football Manager'da sağ kanadımın değişmez adamlarından biri olurdu her seferinde, hangi takımda olursam olayım. Potansiyeli müthiş bir oyuncu Antonio Valencia. Ekvator milli takımınında değişilmez oyuncularından. 23 yaşındaki Valencia, sağ kanatta bir Cristiano Ronaldo gibi parlayamamış olsada iyi bir takımda iyi işler yapacaktır.

20 yaşında Ekvator'un El Nacional takımından Villareal'e gelen Valencia, aynı sezon oynayıp tecrübe kazanması amaçlanarak Recreativo'ya gönderildi. Ardından 2006 yılında Wigan Athletic kiraladı Valencia'yı ve 2008'de de bonservisini aldı. Bonservisi açıklanmasada Antonio Valencia'nın değerinin bir hayli yüksek olduğu biliniyor. Geçen sezon ligde ve kupada toplam 34 maçta forma şansı bulup 3 gol attı.

Valencia'nın bu başarılı grafiği büyük takımlarında iştahını kabartmaya başladı. Şuan için en ciddi talibi Real Madrid. C.Ronaldo transferinden sonuç alamayan Real Madrid, Ribery transferinde de henüz bir sonuca varmış değil. Ribery'nin gelip gelmeyeceği belli değilken, alternatif olarakta Antonio Valencia'ya teklifte bulundular. Tam 23 milyon pound! Çok büyük para ve bence Antonio bunu hakediyor...

Marsilya Fenaaa!

Üzüldüm Marsilya'ya, özelliklede Gerets için bi hayli üzüldüm. Pazar gecesi Lyon'a karşı inanılmaz kötü oynadılar taraftarları önünde. Son bikaç haftada kötü oyuna sebep olan yönetim ve Gerets gerginliği olmuştu muhtemelen. Gerets'in ayrılacağını açıklamasının ardından, takım bir anda kötüye gitmeye başladı. Etkilenmemeleri mümkün değildi zaten. L'equipe gazetesinin manşetine bakılırsa, yenilgi ve -bi mucize olmazsa- giden şampiyonluktan da çok etkilenmişe benziyorlar...

19 Mayıs 2009 Salı

Mehmet Topal or Nuri Şahin?

Galatasaray-Gençlerbirliği maçında bizim Topal'ı İngiliz ve İspanyol menejerler izlemeye gelmişti diye duymuştuk. Orta sahada geleceğimiz için çok önemli bir futbolcu olacak Mehmet Topal. Milli takım açısından da çok önemli bir futbolcu. Yaşı itibariyle de şuan için Mehmet Aurelio'nun ardından gelen en önemli koz.

Nuri Şahin ise potansiyeli en yüksek futbolculardan biri Türkiye için. Almanya Milli Takımı yerine Türk Milli Takımını seçmeside çok sevindirmişti zamanında bizleri ancak şuan için yeterli verimi alabilmiş değiliz. Dortmund'da oynarken Feyenoord'a kiralanmış ve çok üstün bir performans sergilemişti Nuri. Şimdi Dortmund'a döndü ve iyi oynamaya devam ediyor. Verdiği milimetrik pasları, müthiş sol ayağıyla gelecek için büyük umut vaad ediyor. Bir İngiliz, bir Fransız Milli takımında oynasa şimdi Orta sahanın bel kemiği de olabilirdi. Mehmet Aurelio-Topal birlikteliği yerine Topal-Şahin birlikteliği izleyebilirdik şuan..

Benim merak ettiğim bişey var. Çözüm bulamıyorum. Bence mükemmel olabilir ama siz ne düşünüyorsunuz acaba?.. Mehmet Topal satıldığı vakit Nuri Şahin alınsa ki alınması bir hayli zor gibi ama Galatasaray orta sahası için ne derece yeterli olabilecektir?..

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Real'e Wenger Çözümü

Real Madrid'de ki sorunların çözümüne, kaçan şampiyonlukların tekrar yaşanmamasına çözüm Marca'dan gelmiş. Aceto'nun deyimiyle "Real Madrid'in resmi gazetesi" görünümünde ki Marca gazetesi Flaubert'in fotosu altında, Wenger'in takım içindeki boşvermişlik duygusuna ilaç olabileceğini yazmış. Bence işe yarayacaktır...

Mosley, Ecclestone'a Karşı!

FIA başkanı Max Mosleyi, şok açıklamalarına bir yenisini daha eklemiş. Yakında Ecclestone'la papaz olacaklarını düşündüğüm Mosley, Formula 1'in Ferrari'siz de devam edebileceğini tekrarlamış.

Formula 1'in sahibi Bernie Ecclestone'ın "Formula 1 Ferrari'dir" açıklamalarının üzerine Mosley'den gelen bu açıklama üzerine Ecclestone'ın cevabını merakla bekliyorum.

Ferrari'nin FIA'ya açtığı dava yarın görüşülecek ve çıkacak karara göre gelişmeleri yeniden yazacağız. Mosley dava hakkında Ferrari'nin kaybedeceğini belirtmiş. Ecclestone ise ılımlı açıklamalarına devam etmiş ve bütçe sınırlamasıyla çift gruplu sistem olmayacağını tekrarlamış. Salı günü F1'in geleceği için çok önemli bir tarih olacak. Bekleyelim ve görelim...

Ancelotti Chelsea'ye? Van Basten Milan'a?

Milan teknik direktörü Carlo Ancelotti başarıslıklarla dolu sezonun ardından ayrılmak niyetinde. Takımın yaş ortalamasının bir türlü düşürülememesi, yine eski kurtlardan medet umulması sonucu iyi bir sezon olmadı Milan'da. Beckham'ın kiralanması takım için sürpriz bir şekilde yararlı olmasına karşın yeterli değildi. Bence artık eskisi gibi olması mümkün olmayan Ronaldinho'nun transferi de bir hayli gereksizdi. Öncelikle takımda Pato ve Kaka'dan başka yeterligole dönük oyuncu yok, İnzaghi'de bir var bir yok... Kısacası Carlo Ancelotti'nin en büyük hatasıydı transferler. Milan'ın İnter karşısında ezilmesinin en büyük nedenidir kendisi.

"Chelsea'ye gidicem" demiş Ancelotti. Guus Hiddink'in hiçbir şekilde Chelsea'de devam etmem açıklamlarını hepimiz duyduk.
the Sun'ın iddiasına göre Abramovich ve Ancelotti dün sabah bir görüşme yapmışlar. Ancelotti Chelsea için çalışabileceğini belirtmiş ve Abramovich'ten olumu yanıt almış. Milanlı yöneticilerinde Ancelotti'yle olan anlaşmayı bitirmek yönünde karar aldıkları belirtilmiş.

Bu arada Ancelotti'nin Milan'dan ayrılması durumunda yerine gelecek menejer için de haberler çıkmaya başladı. Eski Milanlı,son olarak Ajax'tan ayrılan Marco Van Basten'in Ancelotti'nin yerine gelebileceği belirtilmiş.

edit: Flying Dutchman'de gördüm;
"I've many second thoughts, sometimes third thoughts"

Guus Hiddink

töbee...

Kazandık, Kazandırdık :P

7.94 oran tutturduk. 1 yatırınca tabi çok bişey alamıyosun ama şuna yüksek yatırdığımızı düşünsenize:D
Marsilya 2-0 yenik durumdayken çok sövdüm Benzema'nın kaçırdığı gole, Wiltord'un sayılmayan golüne ama sonra herşey yoluna girdi. Kırmadılar beni :)

17.05.2000


Ben her bahar aşık olurum,
Filizlenir anılarda gururum...

17 Mayıs 2009 Pazar

Champions!






Bahisim, Bahisin, Bahisi! #8


Galatasaray - Gençlerbirliği ## 1
Ankaragücü - Beşiktaş ## Üst
Marsilya - Lyon ## Üst
Braga - Benfica ## 2

Ne zamandır bahis oynamıyorduk ve yazamıyorduk haliyle. Bugün Ada dönüşü biraz bakalım dedim ve yine 1 dakikalık kuponlarımdan biriyle karşınızdayım. 1'e 7.94 oranlı kuponumla parayı vuracağım inşallah :D

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Bundesliga Fokur Fokur



Bundesliga'da son 2 haftaya girilirken, durum çok karışık. Neyin ne olacağını tahmin etmek bile çok zor. Almanya Ligi'ni takip eden ya da etmeyen futbolseverler heran herşeyin olabileceğini biliyor. Hele ki puanların birbirine bu kadar yakın olduğu bir sezonda ve şampiyonluk mücadelesinin iyice alevlendiği son 2 haftaya girerken olabilecekleri düşünmek bile beni büyük bi helecana sevk ediyor.

Ligde Wolfsburg, Bayern, H.Berlin ve Stuttgart; 63,63, 62, 61 şeklinde sıralanmış durumda. Wolfsburg'da Bayern'i evinde faklı yenmenin(5-1) avantajıyla 2'li averaj yoluyla mı üstte yoksa gol averajı yoluyla mı üstte tam bilmesemde, spor siteleriyle doğru bir sıralama olduğu konusunda hem fikiriz. Wolfsburg'un 2 gollük bir gol averajı üstünlüğü bulunduğunuda belirtelim.

Son 2 hafta da bu 4 ekibin oynayacağı maçlara da bir göz atarsak;
Hafta 33
Hertha Berlin-Schalke
Stuttgart-Energie Cottbus
Hannover 96-Wolfsburg
Hoffenheim-Bayern Münih

Hafta 34
Bayern Münih-Stuttgart
Wolfsburg-Werder Bremen
Karlsruhe-Hertha Berlin

İlk fırtına bugün kopuyor. Wolfsburg'un deplasman karnesi zayıf. Bayern'de Süper bir çıkış yapıp son haftalarda kopan Hoffe karşısında, sürpriz yaşanabilir. Hertha Berlin Schalke gibi zor bir ekiple karşılaşıyor. Bu haftanın maçlarına bakınca Stuttgart liderliği ele geçirbilir hissi doğuyor içime. Acaba şampiyonluk yeniden Stuttgart'a gider mi?
Maçlar saat 4.30'da ve böylesine önemli maçları hiçbir açık kanal vermiyor. Sanırım Alman TV'sinden kaynaklanan bişey bu.

14 Mayıs 2009 Perşembe

Fevernova

2002 Dünya Kupası için Adidas tarafından üretilen futbol topu Fevernova. Bugün İETT'de sıcakla boğuşurken ve hatta can çekişirken aklıma "fever" kelimesi geldi. Fever fever derken, Fevernova vardı bi zamanlar dedim içimden. Eve geldim Fevernova yazdım google efendiye. Dolaştım dolaştım dolaştım, yukardaki resim çıktı karşıma. Çok hoş. "Yazmadan olmaz abi" diye giriştim bu post-uma.

Üretilişi ve test edilişi sırasında bin bir türlü eziyet görmüş bir top Fevernova. Sırf 2002 Dünya Kupası'nda golcüler daha iyi asılabilsin, kaleciler folloş olsun diye üretildi. Binlerce kez duvarlara vurulmuş. Beckham'ın ayağına o...pu misali atılmış; denesin baksın nasıl, gideri var mı diye. O da acımamış vurmuşta vurmuş, 4800'ü bulmuş ve tam not vermiş.

4 yıl sürmüş Fevernova'nın son haline getirilmesi. Onlarca mühendis çalışmış bu top üzerine. Sanki bir "denek"mişçesine laboratuvar ortamlarında üzerinde oynanmış. Deneyler yapılmış. Yüzlerce, binlerce kez aynı açı ve hızla depik yemiş. Çok çekmiş ama yoldan çıkmamış bu top. Yanlış anlaşılmasın, hep aynı eğriyi takip etmiş demek istiyorum. Diğer toplar gibi dağa taşa gitmemiş.

Çok çekmiş çok çekmesine ama bizim topçulara yaranamamış zamanında. Türk futbolcusunun tekniği süper olduğundan Şenol Güneş şöyle demiş: "Tekniği fazla olan takımlar Adidas'ın yeni toplarından olumsuz yönde etkileniyor." Adamlar sana özel top yapıyor. Beckhamlar, Buffonlar, Ronaldolar, Henryler mest oluyor ama Hasan Şaş'ın, Hakan Ünsal'ın, Hakan Şükür'ün beğenmiyor. Tekniği zayıf bir top olup çıkıyor. Hay anasını ya, FIFA çok ayıp etmiş bizim takıma. Neyse ki herşeyi alt edebilecek kapasitede ki Türk futbolcusunun tekniği Fevernova'yı da köşeye sıkıştırıp 3.lüğü kapıyor. Konumuz Türkiye'nin 3.lüğü değildi ama ona da değinmiş olduk.

Öyle işte... Kiminin bu top için delirdiği, kiminin balon diye b.k attığı bir dünyada yaşıyoruz. Fevernova'da yapsan yaranamazsın bunlara.

Caracas Tribünleri!

Caracas Fc. Venezuella'nın gelmiş geçmiş en başarılı takımı. Kurulduğu şehrin adını almış kulüp 1967'de kurulmuş. Maçlarını 30000 kişi kapasiteli Estadio Olimpico de la UCV'de oynuyor.

Caracas tribünleri son maçlarının ardından ajanslara düşen bu 2 fotoğrafla dikkatimi çekti. Aslında arada duyuyorduk taraftarlarının çok ateşli olduğunu ama hiç dikkat etmemiştim.

Copa Libertadores Çeyrek Final ilk maçında, deplasmanda 2-1 yenildikleri Dep. Cuenca'yı konuk etmişler Estadio Olimpico'da. Ateşli taraftarının(mecazi değil:)) da desteğini alarak 4-0 gibi farklı bir skorla kazanmışlar.

Bize de tribünlerin güzelliğine bakıp bakıp özenmek düşer artık...


13 Mayıs 2009 Çarşamba

Beşiktaş 4-2 Fenerbahçe

Zevkli bir maç oldu. Orta saha mücadelesinin olmadığı, maçın genelinin Fb yarı alanında oynandığı bir 90 dakika izledik. Çok sayıda taraftar stadı doldurmuştu ancak stadtan dolayı ambians 0(sıfır)'dı. Bi tarafta sarı ağırlıklı, bi tarafta beyaz ağırlıklı görüntü vardı sadece. 2 takım taraftarı da susmadı maç boyunca ancak biz çok azını duyabildik, LigTv'nin de suçu var tabi.

Maç öncesinde içime doğmuştu Bjk'nin kazanacağı ancak bu kadar olmasını beklemiyordum. Aslında bekliyordum ama imkan vermiyordum. "Bu durum Fb için büyük avantajda sağlayabilir, dezavantajda olabilir." demiştim. 26 yıldır alınamayan bir kupanın futbolculara hiç etki etmediğini gördük. Semih gibi, Lugano gibi bazı oyuncular 4.golden sonra çirkefe bağladılar yine. Tek hırs görüntüsüydü Fblilerin. O da yenilginin hazmedilememesinden meydana geliyor.
Bu arada Aragones'i Volkan Babacan'la başlama yürekliliğini gösterdiği için tebrik ettim kendimce. Ancak Gökhan Gönül'ü stopere monte etmesi çok ilginçti Dede'nin.
Fb ile ilgili son olarak ise Guiza için bişeyler söylemek istiyorum. Yeri geldiğinde çok iyi oyunlar çıkarıyor ancak bence iyi bir topçu değil. Çok top kaybı yapıyor. Topu kaybetip peşinden koşmaya çabalıyor. Sonra adam en azından koşuyor oluyor. Zamanında Kral Hakan Şükür'e Şaban diyenler buldular gerçek Şaban'ı bence... Bide kendini atışı yokmuydu penaltı pozisyonunda, yorumsuz...

Futbolcusuyla, Mustafa Denizlisiyle maçı daha çok isteyen taraf Bjkydi. Bazı futbolcular çok çok üstün bir performans sergilediler. Bazıları ise beklenenin altında kaldılar ama açıklar 90 dakika boyunca kapatıldı. Ernst'ten önceki maçlardaki oyunu göremedik. Ekrem'de iyi olmasına karşın etksizdi. Yusuf, Bobo ve Tello süper oyun çıkardılar. Tebrikler...
Son olarak yarın herhangi bir gazete de bu fotoğraf üzerine Fener Taklaya Geldi başlığını görebiliriz :D