30 Kasım 2009 Pazartesi

Shabaninin...


.......... taşşakları, Shabani'nin taşşakları,
Koskocama .arrağı,
S.ker atar adamı,
Sanki insan azmanı,
Eyvaaah!
Geliyoor Shabani Nondaaa!
G.tünü kolla, götünü kollaa!!

Bursa Deplase!.. İçe Oturma Durumu...

Biraz geç oldu ama yazmanın vakti geldi sanırım. Alkolün etkisiyle yazı gecikti malesef. Hayattan koparıyor bu alkol adamı.

Bayram namazının kılınmasının ve ana-babanın elleri öpülmesinden sonra düştük Galatasaray Sevdasının peşine. Bakırköyde topluca Cuma namazı kılındı ve 5 otobüs Bursa'ya hareket ettik. Trafik beklediğimizin aksine çok rahattı. Yolda giderken çok tatlı bi tezahürat çıkardık ortaya. Hayatın anlamı Galatasaray melodisiyle.
Millet bayramlarda, ailesi yanında.
Bizler de yollarda, deplasmanlarda.
Dua ettik sana bayram namazında,

Koyalım koyalım, İbne Bursa'ya!!

Tabi beklentimiz büyüktü haliyle. Manisa'ya verilen 1 puanın acısını Bursa'dan çıkarma umuduyla gidiyorduk.

Feribotta çalınan bir laptop, gecikmeye sebebiyet verse de rahattık. Bizden kimse öyle bir adilik yapmazdı. Jandarma geldi, geyikler döndü ve şu tezahürat çıktı ortaya, bikaç yerini unutsamda:D 97'de ki Eurovision şarkımızın melodisiyle:
Çalınan laptop bulunamadı,
Jandarma geldi, arama yaptı.

Bize sordular, siz mi çaldınız?

Bizde dedik ki, biz çalmamıştık


Çalınan laptop bulunamadı,

çalınan laptop bulurum seni.(x2) Sonrasında laptop sivil bi şişkoda çıktı. Jandarma hemen aldı minibüsüne, herkes rahatladı. Bizde yolumuza ve geyiğe devam ettik tabi.

Çalınan laptop, bulundu sonra,
Jandarma geldi, özür diledi.

Bize dediler, başkası çalmış,

Bizde dedik ki biz çalmamıştık.

Çalınan laptop bulundu sonra,

çalınan laptop bulurum seni.(x2)

Çok zevkli bir yolculuktan sonra, Bursa'ya vardık. Şehrin girişinde 4-5 defa polis tarafından arandık ve yine polis eşliğinde stada yol aldık. Stadın yakınında ki lunaparkın hemen yanında ki polis merkezinde otobüslerden indik. Çevik kuvvetle beraber, stada yürüdük. Lokum gibi bir polisi var Bursa'nın. Sohbet ede ede, tezahüratlarla beraber stada geldik.

Karnımız acıktı tabi deli gibi. Ama stad gişelerinin önünde tek bir büfe var ve iğrenç kokulu köftesini yemek gelmedi içimden. Polis de yollamıyor dışarı bi köfte alayım adam gibi. Tabi ben "sıçırtmaz sancı"lığa koyuldum herzeman kinden. Yalnız ne dediysem fayda etmiyor polise. Tam vazgeçicem, 13-14 yaşlarında bi çocuk, elinde bileti geliyor bu tarafa. Dedim dur kardeş, al şu 10 kaadı 2 köfte ekmek kap gel. Ufaklık hiç kırmadı ve hemen almaya gitti. E bekle bekle yok, gelmiyor bitürlü. Polise "abi eleman gelmezse siz ısmarlarsınız he" falan diyorum:D Çocuk gelmeyince bunlar bana izin veriyorlar sonunda. Çıkarıyorum poları falan, sivil bi şekilde gidiyorum bakmaya. Stad avlusundan çıkıyorum caddeye, kafayı sola bi çeviriyorum bizim eleman köfte sırasında garibim. Diyorum kardeşim sağolasın, sana zahmet oldu, işine bak sen. Çocuk ne demek abi diyor ve gidiyor.
Köfteci abimizin konuşma tarzı çok hoşuma gidiyor. Dayanamıyorum soruyorum; "Abi sen Arnavut musun?" "Evet be ya" cevabı beni benden alıyor. ilk tanıştığım insanın Arnavut olması ve bikaç kelime Arnavutça söylemesiyle köfteler bana Dünyanın en güzel köfteleri gibi görünüyor, açlıktan da olabilir bilmiyorum. Amcam bana 1'er 2'şer fazla koyuyor köfteleri. Alıyorum giriyorum içeri. Afiyetle yiyoruz.
Maç başlıyor ve bitiyor. Konuşmak istemiyorum hakkında. Çok kötü bir Hakan Balta izliyoruz sahada. Beni çileden çıkarıyor. Normalden kötü oynayan Volkan Şen'e eziliyor. Ezilebilir tamam ama bu kadarda rahat olunmaz, bu isteksizlik nedendir?!?!
Tribünde ki çoğu kişinin bağırmaması bizi çileden çıkarsa da Bursalılardan duyduğumuz kadarıyla, sesimiz duyulmuş bayağı bi. Ancak şöyle bişey var ki çok kızıyorum. Golü yedik, dakika 60 oldu, hemen bir karamsarlık. Hemen "asaletin bize yeter" falan. Hep aynı şeyi yapıyoruz, umarım düzelir...
Maçın son dakikalarında tribünde ki olayların asıl sebebi de şu kişiliksiz arkadaştır belirtelim. Adam kendini kaybetmiş bir şekilde, bizim tribüne atlamaya çalıştı neredeyse. Gereksiz bikaç şey yaşandı sonrasında.
Tibünler boşaldıktan sonra üstümüzdeki hoparlörden son ses müzik yayını yapan Bursalılara da selam olsun. Hoparlölerine geçmiş olsun.

Çok edebi bir yazı olmadı malesef. Bu kafayla bu kadar. Günlük tadında oldu biraz ama şuanlık bu geldi elimden:)

İyi geceler.

26 Kasım 2009 Perşembe

Bursa Deplase!..

püfür püfür feribot sefası, iskenderi de cabası. bursa'yı da iskenderini de yemeye geliyoruz:))
Bayramınız kutlu, mutlu, mübarek,..., hayırlı ola...
Alayına gider, kralını s!ker!

Eh Be Rüştü!!

Abicim Beşiktaş'ı bu sene zora düştümü kalecileri kurtarıyor, başka bişey diyemiyorum. Türk takımlarının ManU'ya Old Trafford'ta illaki uzaktan gol atmasını da artık şansla alakalı bulmuyorum. Kader. Yazı. eheh.
Rüştü son iki topta yaptığı kurtarışları, Fatih Terim gazıyla yaptı bildiğin. Alışmış adam. Zora düştümü Terim gazını çekiyor. Helal olsun ama uzadı resmen uzadı. Biz nefesimizi değil, nefesimiz bizi tuttu adeta!
Şanssızlıklar yakasını bırakmadı ya 2.yarıda bildiğin üzüldüm. Yazık lan birinin burnu gider, yarılır. Biri kendi kendine ayağını burkar ki takımın en iyilerinden 2si bunlar. Tello'yu nedense bir Türk gibi görüyorum o bakımdan üzüldüm adamcağaza. Ayrıca canı acımasına rağmen devam etmek istemesi ayrı bir gurur kaynağı.
Batuhan denen gerzek çocuğa da kıl olduğumu belirtmeden geçemeyeceğim, kimse kusura bakmasın. Psikolojik yardıma ihtiyacı var bu elemanın. Spikerde kıvırmıyor mu çok hırslı başladı falan. Zaten Mustafa Hoca'nın onu sokmasına anlam veremedim. Doldur boşalta çevircekti, ilerde top kafasına çarpar şekli. Allah'tan zaman tükendi. Gerçi herşeye rağmen kalede bir Rüştü gerçeği vardı bişey olmazdı "her-hal".
Taraftarın da hakkını vermek lazım. Ekşibjk blogundan giden bir blogger vardı. Maç bitiminde özendiğimi hissettim. Keşke bi Galatasaray deplasmanına, Avrupa'ya gidebilsem. Mesela Milan maçımız olcak, fenaaa! Tabi ilerde olabilitesi yok değil. Baya ilerde olması can sıkıcı yanlız.
Neyse tebrikler gerçek Beşiktaşlı arkadaşlara. Bjk bizi bi sevindirik etti ne diim.
foto mükemmel bu arada...

25 Kasım 2009 Çarşamba

Mean Machine Cemal

"Formayı giymeseydim takımdan atılabilirdim" demiş Cemal.

Dün gece Mean Machine adlı filmi izlemiştim, 1 ay beklettikten sonra. Direk aklıma o hikaye geldi. Hani İngiltere Milli Takımı kaptanını tehdit ederek maçta istediklerini yapmalarını söylüyorlar ya. Buda ona benzedi şimdi. Ne kadar doğrudur ama bu olaydan sonra orası beni ilgilendirmiyor hiç. Acaba Galatasaray Basket takımında da bi Keşiş var mıdır? :D

Twittert

Bu ne b.ktan ne menem bişeydir arkadaş. Hele şu Kazım'ın yazdıklarının haberlere çıkmasından sonra daha da bi antipati kazandı bu Twitter denen gereksiz net şeyisi. Bütün bloglarda da var anasını satayım. güzel bişey olsa hemen atlar "herkes yapmış bende yapayım" derdim de yok yani. Reklam amaçlı düşünmedim de değil ama çok gıcık bişey bu melet ya. melet mi meret mi emin değilim de neyse. gerçi menem yazdım yukarda, üşendim google'dan bakmaya. o da doğru olmayagörsün canım.

Son 10 Yılın En İyi 100 Albümü!


Liste Times'tan. 2010'a 1 ay kala, son 10 yılın en iyi albümlerini seçmişler. İlk 3'e 2 Radiohead koymuşlar, çokta haklılar. Amy Winehouse'un 2. olmasıyla ise müzik konusunda ki tercihlerimin yerinde olduğunu anladım:P BLog'da daha önce bahsi geçen albümlerden M.İ.A-Kala, Muse, The Prodigy, RHCP gibi grupları listede görmek hoş oldu bnm açımdan. Bilmediğimiz, dinleyipte farkedemediğimiz gruplar ve şarkıları bulmak içinde çok güzel oldu bu liste.
1. Kid A - Radiohead
2. Back to Black - Amy Winehouse
3. In Rainbows - Radiohead
4. Speakerboxxx/The Love Below - Outkast
5. Blackout - Britney Spears
6. Is This It - The Strokes
7. Coles Corner - Richard Hawley
8. Elephant - The White Stripes
9. Raising Sand - Robert Plant & Alison Krauss
10. The Seldom Seen Kid - Elbow 11. Favourite Worst Nightmare - Arctic Monkeys
12. Original Pirate Material - The Streets
13. The College Dropout - Kanye West
14. Made in the Dark - Hot Chip
15. The Letting Go - Bonnie Prince Billy
16. Felt Mountain - Goldfrapp
17. Viva la Vida or Death & All His Friends - Coldplay
18. Kala - M.I.A
19. Fleet Foxes - Fleet Foxes
20. The Good the Bad & the Queen - The Good the Bad & the Queen
21. LCD Soundsystem - LCD Soundsystem
22. Magic - Bruce Springsteen
23. Alright, Still - Lily Allen
24. Untrue - Burial
25. Yankee Hotel Foxtrot
26. Ys - Joanna Newsom
27. Maths + English - Dizzee Rascal
28. The Greatest - Cat Power
29. Confessions on a Dancefloor - Madonna
30 The Ecstatic - Mos Def

31. White Blood Cells - The White Stripes
32. Justified - Justin Timberlake
33. Nixon - Lambchop
34. Stories from the City, Stories from the Sea - P. J. Harvey
35. Funeral - Arcade Fire
36. Yoshimi Battles The Pink Robots - The Flaming Lips
37. Whatever People Say I Am, That’s What I’m Not - Arctic Monkeys
38. Love and Theft - Bob Dylan
39. Field Music - Field Music
40. Run Come Save Me - Roots Manuva

41. Thunder, Lightning, Strike - The Go! Team
42. Smile - Brian Wilson
43. Tender Buttons - Broadcast
44. The Marshall Mathers LP - Eminem
45. Panic Prevention - Jamie T
46. Reality - David Bowie
47. Demon Days - Gorillaz
48. The Information - Beck
49. Up the Bracket - The Libertines
50. Out of Season - Beth Gibbons & Rustin’ Man

51. Dimanche à Bamako - Amadou & Mariam
52. We Shall Overcome: The Seeger Sessions - Bruce Springsteen
53. Elegia - Paolo Conte
54. 29 - Ryan Adams
55. The Futureheads - The Futureheads
56. Employment - Kaiser Chiefs
57. Abattoir Blues/The Lyre of Orpheus - Nick Cave and The Bad Seeds
58. Miss E ... So Addictive - Missy Elliott
59. Beautiful World - Take That
60. Franz Ferdinand - Franz Ferdinand

61. Who is Jill Scott? - Jill Scott

62. Tangle Up - Girls Aloud

63. 10,000Hz - Legend Air
64. Black Holes & Revelations - Muse
65. Scissor Sisters - Scissor Sisters
66. For Emma, Forever Ago - Bon Iver
67. The Blueprint - Jay-Z
68. Vespertine - Björk
69. Invaders Must Die - The Prodigy
70. Looking for a Day in the Night - The Lilac Time
71. Rush of Blood to the Head - Coldplay
72. Fever Ray - Fever Ray
73. A Lick on the Tip of an Envelope yet to be Sent - Circulus
74. Broken Boy Soldiers - The Raconteurs
75. Lay it Down - Al Green
76. Speech Therapy - Speech Debelle
77. The XX - The XX
78. Chaos & Creation in the Backyard - Paul McCartney
79. The Radio Tisdas Sessions - Tinariwen
80. Cross - Justice 81. Primary Colours - The Horrors
82. Holy F*** - Holy F***
83. Friendly Fires - Friendly Fires
84. Flight of the Conchords - Flight of the Conchords
85. Just Beyond the River - James Yorkston & the Athletes
86. Geogaddi - Boards of Canada
87. Candylion - Gruff Rhys
88. Finisterre - Saint Etienne
89. 22 Dreams - Paul Weller
90. Walking on a Dream - Empire of the Sun
91. Fever to Tell - Yeah Yeah Yeahs
92. Youth and Young Manhood - Kings of Leon
93. React or Die - Butcher Boy
94. Tarot Sport - F*** Buttons
95. American III: Solitary Man - Johnny Cash
96. The Transfiguration of Vincent - M. Ward
97. Youth Novels - Lykke Li
98. By the Way - Red Hot Chili Peppers
99. Surprise - Paul Simon
100. 12 Songs - Neil Diamond



24 Kasım 2009 Salı

Gazlı İnsan

Kimi insanlar vardır, kendilerince Dünya'nın sayılı yeteneklerindendir ama bunu herkes kabul eder çünkü gözle görülür derecede iyidir o insan.
Kimileri vardır, kendilerini yine Dünya'nın sayılı yeteneklerinden sayarlar ama bunu kimseler kabullenmez, herkes onları hor görür. Türkiye'de 2 insan var ki bu düşünce sahiplerine en güzel örneklerden 2'si.

Yılmaz Vural bir, İbrahim Üzülmez iki. Biri en yii teknik direktörlerden ama kimse farkedemedi bugüne kadar, diğeri Dünya'nın gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden biri.
Hiç vazgeçmiyorlar arkadaş. Yılmaz Vural seneler önce "Fenerbahçeyi bana versinler, 3 yıl üstüste şampiyon yapayım" demeciyle gündeme oturmuş ve yıllarca geyik konusu olmuştur. Piontek'ten sonra Fatih Terim'in başarıdan başarıya koşmasının ardından "teklif ilk önce bana yapılmıştı, kabul etsem şimdi İmparator bendim" demiştir hatta. Hayatı hatalarla dolu olup hiçbirşey başaramamış insan evlatlarından ama hala bıkmıyor, usanmıyor.
Heran her göreve hazır insandır kendisi. Milli takım için bile kimse olmazsa ben hazırım bile demiştir.
Son icraat olarakta: Haftasonu Trabzon'u devirmelerinin verdiği gazla, "Broos'u gönderdim önümüzdeki hafta Daum'da gidebilir" diyebilmiş bir insan Yılmaz Vural.
Birde İbrahim Üzülmez gerçeği var ki sormayın. Bir insan Roberto Carlos'a bu kadar mı özenir, bu kadar mı üstün görür kendisini. Carlos ki şu son zamanlarından bahsetmiyorum elbette. Yaşlanmadan önce Dünya'nın en iyi sol bekidir ki şuana dek ondan iyisi gelmemiştir ama İbrahim Üzülmez her iyi oynadığı maçın ardından Carlos kim, ben teknik sahibi olsam Carlos'u da Ronaldo'yu da zükerdim deme cüretini bulmakta. Helal olsun ne diyeyim bu ikiliye. Bu gazla Y.Vural 90, Deli İbo 45'e kadar mesleklerini bırakmaz, bizi katil ederler.

Metin Oktay ve Vefa


O bize vefanın bir semt adı olmadığını gösteren en büyük insan... Unutmuyoruz...

Teknik Direktör Fotoğraflama

Teknik direktörü fotoğraflamanın bir tekniğide bu sanırım. Hocayı kadrajın bi köşesine almak ve görüntünün öteki kısmını yeşil çimlere, reklam panolarına veya topçuların buğulu görüntülerine bırakmak. Ne kadar fotoğraf gördüysem sadece bitane hocayı ortalanmış gördüm fotoğraflarda.
Bütün fotolar da böyle değil tabi canım ama bir hocanın resimlerini çekmişse birileri kesin bir fotosu dediğim şekildedir.
Bu bir eleştiri yazısı değildir bu arada. Sabah mahmurluğu yazısı da olabilir hani. Ne bilim yazı işte, ehehe.

Bir Zamanlar Güntekin Onay


Almeyda'nın blogunda ki Hakan Şükür'ün İtalyanca geyğini görünce Youtube'ta geziyordum da bunu görünce uzun bi süre güldüm. Ey gidi Güntekin Onay. Henüz gençliğinin baharında. Zamanın aşırı jölelenen saçları ve çocuk suratlı bir Güntekin Onay. Yıllar geçiyor be... Bunu görürse -ki görmez- kızmaz umarım:D video'da çok fena. Hakan Şükür ve ALpay'dan ölümcül espriler geliyor. Sanırım 2002 Dünya Kupası zamanları. İzleyin:)

23 Kasım 2009 Pazartesi

Burası Neresi?


Foto Cumartesi gecesinden, yoğun sis vardı hatırlarsınız. Benim sakarlığımda eklenince böyle bi foto çıktı meydane. Bilen arkadaşa bikaç kıyak geçeriz. büyük bişey beklemeyin ama:D

Moritz


Trabzon'u karıştıran adam bana göre. Broos gitti, Güneş geliyor. Song, Egemen vs kadro dışı söylentileri var.
Geldiğinden beri iyi işler çıkarıyor Brezilyalı. Bize de sallamıştı bitane. 3 senedir Türkiye'de oynuyormuş. Ne yalan söyleyeyim ben bu sene farkettim Moritz'i. Kasımpaşa düşmeden önce getirmiş Andre Moritz'i, Bank Asya'da da oynadıktan sonra şimdi tekrar Süper Lig'de Moritz. Yakışıyorda ligimize. Delgado benzerliğide cabası.

22 Kasım 2009 Pazar

ultrAslan Arabesk


sensiz ben nefes alamam
buralarda hiç duramam
tek basina yalniz kalamam
ultrAslan hep seninle, hep armasının peşinde,
götür bizi gittigin yere.


noluyo bize? başlıkta ki gibi bir uA kolumu açıldı anlamadım ki. çok arabeske bağladık bu aralar çoook...

21 Kasım 2009 Cumartesi

Mücadele!



İşte takım içi mücadelenin resmi! Resmi sitede ki idman raporu başlığında gördüm, duygulandım.

Şampiyon Cimbombomum, ne istersen iste benden!

20 Kasım 2009 Cuma

Beyonce feat. Lady Gaga - Video Phone



Hasta Oldum!!!! Biyonsiiieeee!!!! :D

İETT Muhabbeti


Günümüzde artık büyük bir kesim akbil ve türevlerini kullanarak ulaşım harcamasını kısmaya çalışmakta. İstanbul'da nefes almak bile parayken, insanların en azından ulaşımda tasarruf etmesi gayet normal.
Son günlerde metrobüslere gelen zam malumünüz. Babamın maaşına %6 zam yapılırken, metrobüs ücretine %34 zam yapıldı ne yazık ki. Ülkemizin en büyük sorunlarından biri bu, dengesizlik.
Aslında benim anlatacağım olay traji-komik ama herzaman ki gibi dokundurmadan geçemedim.

Dün İETT'yle Erenköye giderken şoförün yanında bir arkadaşı vardı. Sohbet koyu tabi. İETT şoförlerinin para karşılığı akbil bastığını biliyoruz. Kazaskere kadar sadece 1 kişi para verdi şoföre, tabi bu da hayli canını sıktı beyefendinin. Arkadaşına dediği laf şu;
-Amk herkes akbil alıyo, neredeyse sakat olmayan adam bile Beyaz Kart çıkarıtıyor, dünde zam yapmışlar mk! 25 krşumzda gözü var bu ipnelerin!


Şoför abimiz kişi başı yaptığı 25 krş karın hesabını yapıyor malümünüz. Ulaşıma gelen zaman, ulaştıranları bile negatif etkiliyor. Durumlar vahim.

TRT - Pusula - Livorno!


St. Pauli'den sonra mükemmel bir belgesel daha geldi Pusula'dan! Tüm gün aklımdaydı ama yazmayı, haber vermeyi akıl edemedim. Mükemmel bir program olmuş. Trt'nin sitesinden izlemek için tıklayın. Aldo Dayı'ya bittim. Böyle bir amcanın daha önce Türkiye'de ünlenmemiş olması çok ilginç. Forzalivorno.org üyeleri dışında kimse bilmiyordur heralde. Programın grişi mükemmeldi. İngilizce'den Türkçe'ye geçiş çok hoştu, kurgu olsada:)

19 Kasım 2009 Perşembe

Cemal Ne Dalga?


Haberi görünce şaka zannettim. Daha sonra anladım işin ciddiyetini ama dün gece futbola adadığım için kendimi, hiçbişey yazmak istemedim. Aslında içinden de gelmiyor insanın ama uA Sultans'tan "MezUNİ", çok sevdiğim bir abimin yazdığını görünce not düşmek istedim! Yönetime bir haykırış gibi...

Bu takımı itin köpeğin diline düşüreceğinize, federasyona bırakmadan kendiniz düşürün!.. A.A.

The Steve Miller Band # 2


Bu yazıyı yazalı ne kadar zaman geçmiş üstünden ama hala bıkmadan usanmadan dinleyebiliyorum. O kadar güzel ki şarkıları. Sürekli karşıma yeni bi şarkısı, dinlemediğim bi kaydı geçiyor gidiyor. Doyamıyoruz. Tavsiye olunur...

Tıklayın ve yazıyı görün, okuyun sonra da dinleyin anacım:)

Fotomaç'ın Nistelrooy Aşkı


Daha kaç kere getircekler Nistelrooy'u Galatasaray'a çok merak ediyorum! Kaç teknik direktör Hollandalı yıldıza onay verdi bugüne kadar acaba. Hayır gelirse biz yazmıştık derlerse hiç şaşırmam...

Sevgiliiiiiim...



R.K mırıldanıyordu bu besteyi sürekli, çok sevdiği bi şarkı heralde diyordum içimden. Ankara'Ya Ata'ya giderken söyletmiş otobüse, milletin ellerine vermişler kağıtları:D

Futbol Sadece Endüstriyelleşmiyor!


Galatasaray'ın Bonus Card ve Bilyoner atılımından sonra her yazıda, her blogta görür olduk. Herkes endüstriyelleşen futboldan bahsediyor. Yazıyor çiziyor zart zurt!

Ancak bence şuan önemli olan futbolun içine girdiği ahlak problemidir. Bugüne kadar penaltı kazanmak için kendini yere atan futbolcuları savunan biri olara söylüyorum ki futbol bu şekilde zevk vermiyor. En son örneğini de bu gece gördük.

Thierry Henry. Arsenal zamanlarından bu yana çok sevdiğim bir futbolcudur kendisi. Tarzıyla, adamlığıyla, sempatikliğiyle, güler yüzüyle, sevecenliğiyle ve bir o kadarda artistliğiyle sevdirmiştir kendini.

İrlanda - Fransa
maçı vardı bu gece. Açık kanaldan da verilmesinin güzelliğiyle geçtik TV karşısına. Ne de güzel maç oluyordu. Premier Lig'in en çekişmeli mücadelelerinden biri tadında bi maç. Top "bir o kalede bir bu". İrlanda, kadrosunun kalitesinin çok çok üzerinde bir mücadele sergiliyor, Fransa'yı sahada, kendi evinde eziyordu. Keane Lloris'i geçtkten sonra topu kaleye ah bir yuvarlasaydı...

Maç uzatmaya gidiyor ve bir karambol sırasında Henry gelen topu eliyle bi güzel önüne alıyor, içeri çeviriyor; Gallas gelen topu boş kaleye yuvarlıyor. Kamera ilk olarak Henry'i gösteriyor arkadan. Henry çılgınlar gibi seviniyor. İrlanda yıkılıyor. Müthiş bir futbol akşamı yaşayan, bizim gibi sadece futbol aşkıyla ekran başına geçmiş izleyici yıkılıyor. Bütün gece yaşadığımız keyfi s.kip atıyor Henry.

Çok merak ediyorum, o golden sonra ki geçen zamanda İrlandalı futbolcularla "gol hakkında" diyaloğa girdi mi? Girdiyse ne cevap verdi? Yüzlerine bakabildi mi? Ki baktı, ne konuştu?

18 Kasım 2009 Çarşamba

DK Eleme Maçları

Maç Eurosport'tan canlıymış. İnternetten izlemeye kasıyordum bende ilk 10 dakika. Mis gibi girdim battaniye altına şimdi, izliyorum. Cezayir'de attı. Daha ne isterim. Yunanlar da attı, Ukrayna'da. Aman diim alt bitmeli beyler :D

Eveeeet. İlk 2 maç tamam. http://www.atdhe.net/ bu geceki adresim olcak. Cezayir maçını miss gibi tv'den izledik ama diğelerini netten! Hadi bakalım!

Potekiz vakte oynuyor delircem! Bosna fırsatları harcıor. Kuponun yatmaması için son 10 dk!

Eleme Maçlarını İddaa ile Daha Heyecanlı Hale Getirmek!


Cezayir - Mısır <<1>> 3.60
Ukrayna - Yunanistan --alt-- 1.35
Bosna Hersek - Portekiz <<1/0>> 13.00
Slovenya - Rusya --alt-- 1.45
Fransa - İrlanda Cum. <<1>> 1.35
Uruguay - Kostarika <<0/1>> 3.75

Total:463.780...

Kuponu yarın kesin oynuyorum. Kesin oynuyorum deyince, çok iddalı olduğumu düşünmeyin sakın. 5 dakikadan daha kısa sürede hazırladım. Sırf helecan olsun diye ama ya tutarsa. Bosna ve Uruguay maçları fantastik oldu baya. Nedense içimden öyle yapmak geldi. 1 lira yatırmaya değer bence, vereceği keyif için. Kuponun resmini yarın ekleriz.
Bir ara çok sık yapıyordum bu bahis işini blogta. En son kazandırdıktan sonra, başka oynamamıştım :P Bizim efsane Bahisim, Bahisin, Bahisi! yazılarını görmek için tıklayın.
EDITledik postu. Kuponu koyduk, hadi hayırlısı:)

16 Kasım 2009 Pazartesi

Ayşe Demet Karabulut




Yazık senin insanlığına...

http://www.facebook.com/home.php#/video/video.php?v=1269360088540&ref=nf
snake! ssss!

14 Kasım 2009 Cumartesi

Unsorted Stadiums <4>



Öyle bir kulüp düşünün ki yaklaşık 90 yıllık bir tarihe sahip olsun ancak henüz ülkesinde 2.lig bile görememiş olsun. Herşeye rağmen, ülkede ve dünyada nam salmış futbol insanlarını da yetiştirmiş olsun. Sonra bir başkan gelsin, kulübü alsın. Amatörden bir üst lige, ordan da bir üst lige çıkartsın; tarihlerinde ilk olsun. Bu yazıyı başka bi yerde okusam, İskoç Hamilton takımımı derdim ama bugünkü yazının konusu İtalyan ekip F.C. Esperia Viareggio! Marcelo Lippi'nin memleketi, Di Natale, Spaletti, Mannini, Roberto Pruzzo gibi futbol adamlarının uğradıkları veya yetiştikleri şehrin takımı. Ve tabiki de onun stadı. Stadio Dei Pini!

Bu şehri, stadı ve takımı tanımama sebep olan resimdir yukardaki. Çok etkilendim görünce ve takımla birlikte stadı yazayım dedim. Siyah-Beyaz renkleriyle FM'de ki favori kulübüm Udnese'yi andırması da beni biraz daha bağladı bu ekibe. Zaten uzun zamandır "unsorted stadiums" serimize vakit ayıramamıştık.

Viareggio takımı 1919'da kurulmuş. Amatör liglerin asansör takımı konumunda gitmiş gelmişler yıllarca. Karizmatik başkanı Stefano Dinelli'nin göreve gelmesiyle 2006'dan bu yana 3 lig atlayarak Seri C'ye yükselmiş durumdalar. Tarihlerinde ilk kez Serie C'deler! İşler bu sene yolunda gitmese de profesyonel bir lig, takım, oyun vs vs. Gol yollarında büyük sorun yaşıyorlar. Neyse stadımıza bakalım birazda.

Stadio Dei Pini. 7000 kişi kapasiteli, etrafı ağaçlarla çevrili çok hoş bir stadyum. Aslında yapılmasından bu yana birçok isim değiştirmiş bir stad fakat son ismi şuanda kullandığımız isim. Stadımız, 1908'de hizmete açılmış. Fakat çeşitli çalışmalarla günümüzde ki halini 1958'de almış durumda. Stadta atletizm pisti olmasından dolayı spor yarışmalarıda oluyor. Hatta işi profesyonelliğe dökmüşler. Zamanında gülle atmada altın madalya kazanan bir sporcuları da varmış. Şehirde düzenlenen festivaller, konserler, anma törenleri vs bu stadta yapılıyormuş. Stadyum hergün halka açık durumda. Şehrin küçük ve şirin olması stada ve kulüp yöneticilerinde de kendisini gösteriyor ki halkla içiçe durumdalar.

Takımın taraftarları ultrAs mentalitesindeler. Gruplarının adını bulmuştum ama not etmeyince unuttum ve şimdi bulamadım. Tamam çok bi taraftarları yoktur belki ama önemli olan mentalite.



Unsorted Stadiums <1>
Unsorted Stadiums <2>
Unsorted Stadiums <3>

Kurban Yaklaşırken


2 günlük bu güzel haftasonu tatiline gülücüklerle merhaba diyelim anacım. Gerçi sabahınan işe gidicem yarım gün ya neyse:) Karikatürde en sevdiğim imam-x diyaloglarındandır, tadını çıkarın.
Sanki radyocuyum ak, post'a bak ya! neyse:))

13 Kasım 2009 Cuma

Zinedin



Daha önce stadından bahsettiğimiz Amiens futbol kulübünün bir yardım derneğinin kurduğu yıldızlar karması maçından. Oyunculardan biri Zidane. Eski günlere bir nazire geliyor abimizden. Hala formundan bişey kaybetmemiş anlaşılan. pilavüstünout yiyince yazayım dedim=))

İngiltere'de Sınıf Tartışması


İngiltere Milli Takımı Katar'a giderken ekonomik sınıf uçakla seyahat edince Lampard'ın kası atmış. Şimdi Chelsea federasyona dava açmaya hazırlanıyormuş.
Çok ilginç, bu topçular ne kadar kolay sakatlanıyor?

Yael Naim


Müzikten gidiyoruz bu aralar ama bi site bulmuştum blogların birinde adını unuttum şimdi, evdeki pcde kayıtlı. Ruh hallerine ve durumuna göre müzik dinleyebiliyorsun sitede. Yani seçiyosun bi grup, çalıyor ona göre müzikler.

İşte bende geçen gece kitap okurken tıkladım "reading"e başladı sıradan çalmaya. Bi şarkı geçti iki şarkı geçti derken bi an pcye kitlendim. Bu nasıl bi ses, bu nasıl bi melodidir Yarabbim sana geliyorum!

Yael Naim... Beni etkisi altına alan ses. İsrailli şarkıcı. Mükemmel İngilizce ve Fransızca yorum gücü. Harikulade bir ses ve sade bir güzellik.

Beni etkileyen şarkısı "New Soul". Nike bir reklamında kullanmış daha önce ama TV'den kopmamız sebebiyle sanırım, hiç hatırlamıyorum. Nasıl güzel bir şarkıdır, övecek kelime bulamıyorum. Çok tatlı bi şarkı, sözler hemencecik ezberlenesi. Dinle dinle doyamıyorum vallahi:) Sizede tavsiye ederim, tıklayın.

I've Got Soul But I'm Not A Soldier



Killers'tan gelsin, canınız bira çekebilir dikkatinize! Olsa da içsem of! Cumartesi başlayacaktık ama yarın akşamdan başlarım ben sınavların bitişini kutlamaya:) İşten çıkıp doğru Premium:)))

12 Kasım 2009 Perşembe

Markafoni


Kaliteli bir alış-veriş sitesi, markafoni. Hergün yeni ürün kampanyalarıyla %70'e varan indirimlerle müşteriye hitap ediyorlar. Öyle uyduruk markalarda yok merak etmeyin. Tiger,Adidas,Eastpak,Jansport,Calvin Klein,Swatch,BunDesign ve daha aklıma gelmeyen birçok markanın kampanyası çıktı. 180 liralık Tiger'ları 90 liraya aldık mesela. Galatasaray'ın 60'a sattığı geçen seneki formalarını 25 liraya aldık. Çok kaliteli bir site. Davetiye isteyenler mail adreslerini yorum kısmına ya da mail'ime bırakabilir. İyi günler...

11 Kasım 2009 Çarşamba

Gerrard'a El Şakası


Yahu gece gece güldürdü beni bu Chelseali bücür:))

Ali Daei


Bıyıklarıyla ününe ün katmış İranlı futbolcu. artemio'da Ian Rush'ı görünce direk aklıma Ali Daei geldi. Bıyıktan alaka yani biraz kel alaka. Ama iyi topçuydu Ali Abimiz. Başarıları da vardır futbol yaşantısı içerisinde. Başka ülkede doğup, futbolculuk yapan bir Lejyoner değil. Bizzat İran'da başlayıp ünü Avrupalara yayılan bir abimiz. 2 Dünya Kupası görmüş, yaşı ilerledikçe daha çok ortalarda dolaşmaya başlamıştı kendisi. Daha çok dikkat çeker olmuştu maçlarda. Bayern Münih'te kupalar almış, Asya'da yılın futbolcusu seçilmiş bi insan.
İran Milli Takımı teknik direktörlüğünün altından kalkamayıp, kovulsada severdik Ali Dayıyı(klişenin mınakoduk:))

Gelip, Anında Yol Alanlar


Bugün nsaıl bilmiyorum Ragıp Başdağ çıktı karşıma. Sonra aklıma takıldı. Galatasaray'a transfer olmuş ancak hiçbir resmi maç oynamadan giden ve hatta sözleşme imzalarken giydiği formadan başka forma giymeyen arkadaşları bulmaya çalıştım. Sadece 3 tane bulabildim.

Ragıp BAŞDAĞ

Madem ilk aklıma gelen o oldu, konuya Ragıp'tan girelim. Galatasaray'ın ligde ve Avrupa'da Saidou gibi orta sınıf topçulardan medet umduğu yıllardı. Gereksiz biçok topçuyu aldığımız bu dönemlerde biranda bi Ragıp transferi olmuştu. Eve gidip haberleri açtığımı ve Ragıp'ı görünce ne alaka lan dediğimi çok net hatırlarım. Galatasaray formalı fotoğrafını kaydetmiştim ozamanlar PC'ye. Tabi tarih olan PC'ye. O yüzden koymuyorum ondan bi foto. Bulupta haberdar eden olursa koyarım:)

Müslim CAN

Açıkçası Müslim'i hiç hatırlamıyorum! Zamanında Samsunspor'a gelmiş. 2.İmparator döneminde. Avusturya doğumluymuş. Sözleşme imzalan ve yaz kampının ardından direk gönderilmiş kendisi. Resmi maç oynamadığını TFF'den teyid ettim. Müslim Can'ın bırakın Galatasaralı fotoğrafını, fotoğrafını bulamadım:D Şuan Orduspor'daymş.

Okan KOÇ
Okan Koç bahsettiğim 3 oyuncu arasında en çok izlediğim ve beğendiğim hatta Galatasaray'a transferine sevinmiş olduğum oyuncudur. Beşiktaş'ta kullanamadıklarını düşünmüşümdür herzaman. FM ve Cm serilerinde yabancı sınırından dolayı sık sık görev verdiğimiz oyunculardandır. Geldi ve gitti. Üzülmüştük. Şuan için Altay'da forma giyiyor. 27 yaşında olması da şaşırttı beni, daha gençmiş yav!

Başkalarını bilenleriniz varsa, yorum kısmına alalım:)

Tevez Dance


Ne kadar yüzü yaralı olsa da, ne kadar bazı fotoğraflarda varoş çıksa da çok sevimli adam bu Tevez. Manchester United'tayken Cartoon Network için de bir reklam da oynamış. İlginç bir dans gösterisi olmuş:)

Blues' Brothers


Chelsea'nin formda forvetleri, Anelka ve Drogba röportajı var The Sun'da. Keyfili bir sohbet olmuş, okumak için tıklayın.
Fotoğraf müthiş. Ben başlığı hafif değiştirdim ve daha güzel oldu bence:P

Yazık Ettin Kendine, Güzel Robert Enke...


Söyleyecek tek kelime bulamıyorum. Kızına duyduğu acıdan dolayı bunu yapma ihtimali tüylerimi diken diken ediyor.
Keşke kendin belirlemeseydin ayrılık gününü be Robert...

10 Kasım 2009 Salı

Aslantepe İnşaatı'ndan Canlı!


Ntvspor, sitenin çöktüğünü yazmış ama hemen düzeltmişler. Canlı görüntülere artık ulaşılabiliyoruz ve 10 saniyede bir yenlieniyor görüntü. Çok hoşuma gitti valla. Siteye burayı sağ tıklayıp yeni sekmede aç diyerek ulaşabilirsiniz...

Rijkaard Bitecek!


Es-Es maçında ki beraberlikten beri, "a ve b" olmak üzere rijkaard'ın olmayan 2 planıdır gidiyor basında! Sadece ortalığı verveleye vermek amaçları. Rijkaard'a da Yılmaz Vural seviyesinde bir adammış gibi davranıyorlar. Sanıyorlar ki biraz baskı yaparsak etkilenir bu hoca. A planından b'ye geçer, b'den c planına geçer. Hala anlayamamışlar ki karşılarında profesyonelliğin kitabını yeniden yazan biri duruyor! Bu adam Barcelona'yla her türlü başarıyı kazanmış, unutmuş bizimkiler! Yılmaz Hoca'ya versen Barca'yı o da şampiyon yapar(!) Gördük ki hiçbir şekilde etki altında kalmadan yoluna devam ediyor Rijkaard.

Neyse yukarda ki resmi görünce gaza geldim. O zamanlar Fanatik'in görevini Sabah yapıyormuş. "Türkiye fotoşopçu basın birliği"nin zirvesinde yer alıyorlarmış. Bir fark var şimdikine göre, o zaman daha mütevazilermiş. Tam mütevazilik denemez aslında, bir yandan da müthiş bir övünme içersindeler. "SABAH'ın üstün teknolojisiyle, Galatasaray formasını giydirdiği Rijkaard beklemede" yazmışlar fotoğrafın altına. Bu sanatın bir adı vardı edebiyatımızda. 1983 yılından kalma ir haber bu. Valencia ve Monaco'da devredeymiş o sıralar, Milanlı yıldız için. Hayır bide şöyle bişey var, Lothar Matthäus içinde bir transfer atağındaymışız fakat Real Madrid ve Juventus da istediğinden Loddar'ı, Rijkaard'a dönmüşüz. Vay anasını be:)...

Amatör Olarak


Bazı yazılarda futbolla amatörce uğraştığımı belirtmişimdir. "Amatördeyken" terimini sık sık kullanmışımdır. Kaç yaşındasın ki eskiden bahsediyorsun diyenler oluyodur muhtemelen. Yaş 22 oluyor. Arda Turan benden biraz büyük.

Ancak aile büyüğünün polis olması bakımından sürekli gezdik ve sürekli takım değiştirmek zorunda kaldık. Tatvanspor, Suluovaspor, Amasyaspor derken tekrar İstanbul'a dönüş yaptık. Lisansımızı alamadığımız için henüz 16 yaşındayken Kartalspor'da oynamanın eşiğinden döndük. Bütün yaz lisansını alacaz diye uyuttular, idmanlar, hazırlık maçları derken lisans alma işi çok maliyetli denilerek kapının önüne koyulduk. Orhantepespor teknik direktörü gel biz bi şekilde oynatırız diyerek aldı takıma. 1 sene sahte sahte çıktık maçlara.

Kartal Bulvarspor'u bilenler vardır. Bi abimizin araya girmesiyle lisans işini hallederek oynamaya başladık. Bu sefer sahada da, masa başında da Erdinç vardı sahada. 3 senelik Bulvarspor hayatımda en düzenli futbol oynadığım günleri geçirdim. Hayaller kurmaya bile başlıyordum ki ÖSS denen illet, aile baskısı, okulda kötüye giden dersler derken bırakmak zorunda kaldık futbolu.

Halısahanın bir üstündeyken, artık halı sahalara dönüş yaptık. Ne acı değil mi? Kısmetimizde bu varmış ne yapalım... Bu kadar komik bi karikatürden de bu hikayeyi çıkardım ya helal olsun bana ama hep yazmak geçerdi içimden:)

Elizabeth Lambert


Hafta sonu baya olay olmuştu bu arkadaş. Agresifliğiyle bütün haberlerde yer aldı. Bi rakibine tekme atıyor, birini saçından çekip alaşağı ediyor, birine yumruk derken 90 dakikayı tamamlıyor hatun. Şişkomu şişko hakemimizde olan biteni görmüyor maç boyu.
İzlerken sinir krizi geçirtir bu hatun insana. Lugano'ya k.rı gibi çirkef derdik ama yok yani o bile iyi kalır bu hatunun yanında... İzlemeyen kalmasın, burdan buyrun...
Keşke bayan futbolu hep yukarıda ki gibi hatırımızda kalsa:)
herkese iyi geceler...

What a Shame! Ngog?


Liverpool, bu sene ilk 4'te rahat rahat tutunur şeklinde ki tahminleri boşa çıkaracakmış gibi görünüyor. Sadece 20 dakika bakabildiğim Birmngham maçında, tek kale oynamasına rağmen beraberliği zor kurtarmış olmaları ilginç. Maçın tamamını izleyemediğim için yorum yapmam yanlış olur. İlk yarının sonunda, Jarome'den müthiş bir gol "yiyerek" 2-1 yenik duruma düştüler. Ondan sonrasını çeşitli sebeplerle izleyemedim(annelerin dizi ısrarı!). Aha Liverpool Anfield Road'da 1-0'dan maç mı veriyor lan derken, Ngog dalmış ceza sahasına atmış kendini yere. İyi oynamış ki hakem yemiş "keki". Gerrard kurtarmış 1 puanı. The Sun, "you are an embarrassment" yazmış Ngog için. Bence futbolun içinde olan şeyler bunlar. Futbolcu dediğin tiyatrocu gibi olmalı, amatörde az oynamazdım bende:)

9 Kasım 2009 Pazartesi

seyrantepesporkompleksi.com


Seyrantepe Resmi olarak yeniden başlamış. Resmi siteden açıklanmış. Çokta güzel görünümlü -tek sayfalıkta olsa- bir internet sitesi kurmuşlar. Yakında gelişecektir. Benim değinmek istediğim konu şu, İnşaatı canlı izleyebileceğiz. Şuanlık bende açılmadı, eklentileri de indiremedim malesef ama yakında hepsi düzene girecektir. Stadımız 29 Ekim 2010'da bitiyor İnşallah!! Kale arkası kombinesi ne kadar olur? tahminleri alalım:D

uA Uni, Atanın Peşinde!


Mustafa Kemal Paşamızın yattığı Anıtkabir'deydi arkadaşlarımız Cumartesi günü itibariyle. Gidemedik iş,sınavlar, vs derken. Ancak görüntülerle gurur duydum, gözlerim doldu, duygulandım. Geleneksel hale döneceğinden gidemediğim için üzülmüyorum. Seneye gideriz inşallah.


Buda böyle bişey! uA-Dpu'lu renkdaşlarmın eseri, Ankara'ya giderken!