football manager etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
football manager etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Temmuz 2011 Perşembe

Malik Fathi

Bundan 7-8 yıl önce, Championship Manager'dan Football Manager'a geçtiğimiz yıllara denk geliyor. Türk futbolunda ki sol bek kıtlığının, o zamanlarda biz oyuncuların belini büktüğü yıllar... Şimdiki kurallara göre yabancı futbolcu oynatma sınırı da düşük olduğundan, bek gibi bölgeler için harıl harıl Türk oyuncu aradığımız yıllar...


İmdadıma hep Malik Fathi yetişmiştir bu oyunlarda. Adam Almanya'da futbolcu ama Türk asıllı, statüsü Türk. Alırsın babalar gibi oynar, rakibin sağ kanadını felç eder, hücuma çok çıkmasa da defansif anlamda baş tacıdır.

Türk takımları reelde hiç ilgi göstermedi bu çocuğa, ilginçtir. Canlı izleme fırsatı bulmadım, bulduysam da hatırlamıyorum ancak Football Manager'da özellikler reele yakın olduğu için kötü topçu demek yanlış olur ki Hertha Berlin, S.Moskova gibi takımlarda yıllarca ter döktüyse boş değildir sanırım... Şimdi Mainz'a transfer olup, Almanya'ya geri dönmüş Malik. Çocuk gelmiş 29'una, benim hala merak ettiğim şey şu: Neden Türkiye'ye hiç gelmedi acaba?..

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Werder Donetsk

UEFA Finali, ılık bir bahar gecesi, e madem evdesin en iyisi kefini sürmek... Soğuk bi limonata iyi gider diye düşündüm =) Diego yokmuş, Mesut'u izlemek keyif verecek. Lucescu oyunu kitlemezse çok mutlu olacağım. Taraftar açısından çok iyi değilmiş ortam Kadıköy'de ama evdeysem futbola bakarım.

Ah orda biz olacaktık ki...

29 Mart 2009 Pazar

A Football Manager Adventure

Öncelikle FM.09'un ne kadar berbat bir oyun olduğunu belirterek ve "forza FM.08" diyerekten kariyere girişi yapalım. Ne zamandır aklımda olan eFeM. sıfır sekiz kariyerini sonunda koymaya cüret etmiş bulunmaktayım.

Yılların eskitemediği Milli futbolcu Eros Lanberg'in futbolu bıraktığı günden itibaren, ne zaman menejerliğe soyunacağı merak konusuydu tabi ki. Çeşitli Antrenörlük kurslarını başarıyla tamamlayan ve A klasmanı antrenörlük belgesi alma başarısı gösteren adamımızın peşinde Avrupa'nın çeşitli takımları vardı. Bir süre Milli Takım'da Fatih Terim'in yardımcılığını yapan ve bu görevden ayrılıp uzun süre kafa dinleyen Eros Lanberg'in kararı merakla bekleniyordu. Bir Premier Lig sevdalısı olan Lanberg, Fulham'dan aldığı teklifi anında kabul ederek, "menejerlik serüveni"ne adım attı.

İlk olarak takımda ki oyunculara uygun antreman programı hazırlamak isteyen Lanberg, hazır Tug's antreman paketini görünce 2 gün fazla tatil yapıp öyle koyuldu işe.

Pek tabi takıma transfer gerekliydi. Bahis şirketlerinin sezon sonu 18. olabilir dediği Fulham'ı ligte tutmak tek amaçtı. Collins John ve dahası birkaç oyuncunun daha kiraya verildiğini öğrenen Lanberg, yönetime iyi bir kalay gönderdi ancak yapacak bişey yoktu, g.tünün üstünde oturmalıydı. Oturduda. Yannız bir sorun vardı, transfer bütçesi takıma gerekli takviyeler için yetersizdi ama önceki cümlesinde yönetime kalayı basan Lanberg'in 2.bir kalayı g.tü yemedi ve oturmaya devam etti.
Pek tabi sezonun sonu yaklaştıkça takımdan umut kesiliyordu. Uzun süre kafa dinlemenin cezasını çekiyordu Lanberg. Tekniği taktiği unutmuştu. GS'nin 2. Fatih Terim dönemi gibi, gazla çalışmaya uğraşıyordu ama oyuncular gavurdu, ruh ne arasındı. Tam takım düzeliyor, 17. takımla puan farkı 3'e düştü derken Çelski'den alınan 4-0'lık mağlubiyet kovulma sebebi oluyordu.

Sezonun bitmesine 2 hafta kala favori takımı olan Crystal Palace'tan teklif geliyor ve hemen atlıyordu Lanberg. Transfer bütçesi 0'dı ama herşeyi göze almıştı. Sıçtığı itibarını kendi elleriyle düzeltmek istiyordu.
Fulham'da bi güzel düşmüştü. Bir "oh olsun" + güzel bir kalay çekmişti, kendisini kovan Fulham yönetimine.
Tabi artık menejerliğe alışan Eros Lanberg, bomba gibi giriyordu transfer dönemine. Güzel transferler yapıyordu. Bedavaya kaliteli topçular bulup, takıma monte ediyordu. Castillo gibi bir topçuyu kapan Lanberg, aynı zamanda Kızılyıldız yönetimiyle "ahah salaklar" diye dalga içerikli mesajlar yolluyordu. Bu arada defansa transfer yapamayan Lanberg, saldım çayıra mevlam kayıra diye bir açıklama daha yapıyordu. Orası Allah'a kalmış diye de ekliyordu.
Güzel bir kadro kurduğunu düşünen tecrübesiz menejer, taktiğini de bütün basına göstermekten çekinmiyordu. Nasıl bir mantıksa, bizde anlayamadık, ehehe.
İyi takım kurdun, güzek top oynuyorsun ama sonuç gelmiyor. Futbolda olan şeyler bunlar tabi. Defansa transfer yapmadınız diye soran basın mensuplarını da dışarı attıran Lanberg, kendine de toz kondurtmuyordu. 800k'ya oyuncu satıyoruz, transfer bütçesi 0+ 95k oluyor ben ne yapayım diyerekten yönetime üstü kapalı mesajlar göndermeyi ihmal etmiyordu. Balansına sıçtığımın yönetimi.
Fulham'la oynadığı 2 maça büyük gazla çıksalar da 2 mağlubiyet alan Palace Ekibi, yönetim tarafından adam gibi oynayın uyarısı almıştır bilginize :D
Devamı gelecek...

21 Eylül 2008 Pazar

Pazar Günü FM Günü

Ohh..Bugün evimdeyim, bilgisayarımın başına geçtim açtım FM'yi. 2008'in son kariyerini oynuyorum belkide. Addm'nin son yamasıyla başladım kariyere. Son transfer döneminden sonra çıktı yama. Burdan görülebilir.
İşsiz başladım oyuna. İngiltere 1-2, İtalya ve İspanya açık. Kasım'a kadar tatilde geçirdim, sonra Udinese durumlar kötü gel kurtar takımı dedi. Kabul ettim tabi, kadro güzel.. İlk sezonu 7.sırada bitirdim, 2li averajla Palermo'ya geçildim. Tüh Avrupa yalan oldu derken, Euro Vase'den davetiye gelmesin mi :D Yepisyeni transferlerimle sezona iyi girdim, Juve'ye 4 çaktım, hadi bakalım!.. Gazım gazzz D:

O diilde üşüdüm biraz lan üstüme bişiler alayım ...