24 Nisan 2012 Salı

Ulubatlı Souness'dan...

Nisan'ın 24'ü... 96 yılının Türk futbolu adına en büyük olaylarından biri yaşanıyor o gece. Galatasaray, fb ile kupa finali 2. maçında Kadıköyde karşılaşıyor ve 120 dakika sonunda kupayı alan taraf oluyor... O ana kadar herşey 90 yıllık rekabetin olağanı içinde gelişirken, yine bir taraf seviniyor! ta ki çılgın İskoç'un elindeki "Şanlı Galatasaray bayrağını", khalkedon'un ortasına dikişine kadar..!

Radikal Futbol dergisi(diyelim)'nin yaptığı ropörtajı, paylaşan Galatasaray Dergisi'nden aynen yazıyorum. Evet yazıyorum zira, biraz eski bir kaynak olması itibariyle net üzerinde hiçbir yerde bulamadım:) Benden size kıyak...


Türkiye'de belki en çok Saraçoğlu'na diktiğiniz Galatasaray bayrağıyla hatırlanıyorusunuz. fenerbahçeli taraftarları çok kızdırmış, büyük tartışma yaratmıştınız. Niye yaptınız bu hareketi?
Belki de intikamdı. Galatasaray'â gelmeden önce, Liverpool'dayken 1992 yılında, açık kalp ameliyatı geçirmiştim. Daha sonra yeniden sağlığıma kavuştum ve Türkiye'ye geldim. İstanbul'daki ilk günlerimde, gazetede şöyle bir haber okumuştum: Fenerbahçe yönetiminden biri "Galatasaray bu sakat adamı niye aldı?" demiş. Çok sinirlenmiştim. Dokuz ay sonra, fenerbahçe'yle kupa finalini oynadık ve kupayı kazandık. Maçtan sonra kalenin arkasına gitmiştim. Taraftarlarla birlikte başarımızı kutluyorduk. Sonra bir Galatasaray bayrağı elden ele dolaşmaya başladı. Ben bayrağı başka birine vermeye çalışıyordum, tam verecekken, bir baktım vereceim adam, orta sahaya gitmiş. Ben de orta sahaya gideyim diye düşündüm. Bayrak elimde orta sahaya koşmaya başladım. Tam o anda tribünlerde, bana "sakat" diyen o fenerbahçe yöneticisini gördüm. Göz göze geldik. "Ben sana gösteririm, sakat kimmiş" diye düşündüm ve bayrağı pat diye orta yuvarlağa diktim!

fenerbahçeli taraftarların gazabından korkmadınız mı?
Hayır korkmadım. Ben hayatta hiçbir şeyden korkmam.

Peki bu kadar tartışmaya neden olan bir hareketi yaptığınız için sonradan pişmanlık duymadınız mı?
Niye pişmanlık duyayım, ben Galatasaray'ın adamıyım. Tabii yapacağım böyle birşey! Bana gelen tepkileri, özellikle fenerbahçelilerin tepkilerini söyledikleri zaman ben de "O adamın benim hakkımda söyledikleri de pek hoş değildi" diye yanıt veriyordum.

Kim bu fenerbahçeli yönetici?
Adını hatırlamıyorum ama tipini tarif edebilirim. Yuvarlak yüzlüydü, saçları dökülmüştü ve gözlük takıyordu!!!
Sende bu Cehennem gibi stad olmasa,
Metin'in ağları delen golü olmasa,
Kadıköye bayrak diken Souness olmasa,
Souness olmasa...
Ah bu hayat çekilmez! ah bu hayat çekilmez!
Sen olmasan Cimbom, ah bu çile çekilmez!

14 Nisan 2012 Cumartesi

Deplasman Aşkı...

Aşk, karşındakine; karşılık beklemeksizin verdiğin değer, sevgidir bana göre. Bir nevi hizmettir, uğruna başkoyduğun yolda... Bizde, Galatasaray'ı karşılıksız sevdik, gönül verdik, abilerimizle kardeşlerimizle ölümüne peşindeydik, peşindeyiz...

Peki bir Galatasaraylı için "Deplasman Aşkı" nedir birader? Bunun cevabını herkes veremez..!
Bunun cevabını Sami Yen'in kokusunu solumuş, koridorlarında savrulmuş, merdivenlerinden yuvarlanmış, yağmurunda ıslanmış, GALATASARAY yazısının altında boğaz patlatmış, sevmiş,.. Ama çok sevmiş... Sevdiği kıza, Galatasaray benim için önceliklidir, ona göre diyebilmiş insanlar bu sorunun cevabını verebilir...

Ne alaka! Deplasman Aşkı nedir ulan diyenler olacak...

Kardeşlik, Sami Yenmiş arkadaş..! Samimiyet, Sami Yenmiş birader..! Paylaşmak, Sami Yenmiş ulan, Sami Yenmiş!!!

Peki bu duyguları nerede yaşıyorsun..?

İşte! Sorunun cevabı burada ULAN..!

Bizi deplasmandan mahrum edenlere, bu mahrumiyete anında teslim olanlara YAZIKLAR OLSUN..!

11 Nisan 2012 Çarşamba

Deplasmana Yasaklı..!

Yine sorularla dolu cümleler, yine havada kalan tepkiler... Deplasman hakkımızı elimizden alan, vermeyen ruhsuzlar; yasaklara karşı dik duramayan bir taraftar grubu... Durum böyle olunca, her cümle üç noktayla bitiyor.

Herhangi bir karar alınmadan, sitesinde "Florya'ya gidiyoruz, takımımızı İnönü'ye yolcu ediyoruz' açıklamaları yapan bir ultrAslan var ki ortada, Allah'ım bu günleri gösterme al canımı diyesim var! Alpaslan Dikmen Abi'mizin büyük çabalar sarfederek kurduğu ve tamamıyla UTRAS Felsefesini benimseyen ultrAslan'ın düştüğü bu içler acısı durum canının acıtıyor insanın. Bahane olarak diyeceklerini de az çok tahmin ediyoruz. "Kararın değişmeyeceğini biliyorduk". Bravo. Hemen kabul edelim ama değil mi?

ULTRAS Mentalitası ne zamandan beri yasakları daha kesinleşmeden kabul eder oldu? Yoksa biz mi bu felsefenin gereklerini unuttuk?  Başımızda olamayan abilerimizi bu kadar çok arayacağımızı hiç tahmin edememiştim. Gün itibari ile Galatasaray tribünleri yenilgiyi çabucak kabul eden taraftar grubu halini almıştır. Yapamıyorsanız bırakın, istekli gençlerin yolunu açın... Çok yazık!

9 Nisan 2012 Pazartesi

Fair Play Ruhumuzda Yok :)

Hafta sonu oynanan Dardanel-Erzurum BŞB maçında birbirinden komik olaylar silsilesi yaşandı. İşte hikayesi ve videosu.
Rakip kaleye, centilmenlik yapmak için atılan top gol oluyor ve "karadeniz hikayesi" başlıyor.

Yok Böyle Bir Fair-Play Örneği.
Spor Toto 3. Lig 3. Grup'ta Dardanelspor'un, kendi evinde Erzurum Büyükşehir Belediyespor'u 4-3 yendiği maçta, futbol sahalarında çok az görülecek bir olaya sahne oldu.
37. dakikada, Dardanel 1-0 öndeyken, Çanakkale temsilcisinden Taner ikili mücadelede yerde kalınca Erzurum BŞB'li futbolcular topu centilmenlik yaparak taca yolladı. Taner'in tedavi için saha dışına çıkarılmasının ardından taç atışını kullanan Erhan, takım arkadaşı İlhan Faruk'u gördü. İlhan Faruk'un centilmenlik gereği orta sahadan Erzurum BŞB yarı sahasına göndermek için vurduğu top rakip kaleye yöneldi. Erzurum BŞB file bekçisi Metin, meşin yuvarlağı çizgi üstünde güçlükle kontrol etmesine rağmen, Hakem Hüseyin Altıntaş topun çizgiyi geçtiği gerekçesiyle golü verince skor 2-0 oldu. Her iki takımın oyuncuları da karara itiraz etti. Bunun üzerine, Dardanelspor Futbol Direktörü Tamer Tuna, gol yemeleri için takımına talimat verdi.
41. dakikada yeniden başlayan oyunda Dardanelsporlu futbolcular yerlerinden kıpırdamadı ve Erzurum BŞB'nin gole gitmesine göz yumdu. Buna rağmen Erzurum BŞB'liler ilk atakta topu auta attı. Dardanel kalecisi Volkan Tercan, kale atışında topu Erzurumlu BŞB'li Volkan Serim'in önüne bıraktı. Volkan Serim topu filelere gönderdi, ancak Hakem Altıntaş, Erzurumlu futbolcu kale atışı sırasında rakip ceza sahasında olduğu golü saymadı. Kaleci Volkan Tercan topu bu kez ceza sahası dışında bekleyen takım arkadaşı Fatih'e verdi. Fatih de meşin yuvarlağı kendi ağlarına yollayarak skoru 2-1 yaparak Fair-Play operasyonunu tamamladı. Kalan dakikalarda atılan karşılıklı gollerle mücadele 4-3 Dardanelspor galibiyetiyle sonuçlandı.

We Are The Champions - Galatasaray


Galatasaray albümünden bir şarkı. Sevdiğimiz insanlarda twitter aracılığıyla paylaşınca, bizde bloga koyalım dedik. Takip eden birileri vardır ama değil mi..?