ekşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ekşın etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2009 Salı

F1.09 / Unuttuk...


Formula 1'i unutmak gelenek haline geldi bende artık. Gerçi Formula 1'de sezonun sıkıcı hale gelmesi buna neden oldu muhtemelen. of sıkıldım bağlayamıcam duygusala.
Red-Bull duble yapmış.Vettel almış yarışı. Webber 2., Button son yarışta yine kürsüde. Hamilton F1'in en genç şampiyonu oldu olmasına ama Vettel Hamilton'dan çok daha fazla gelecek vadediyor. Sezonun son yarışında Ferrari, McLaren ve Renault ilk 10'a sürücü sokamıyor. F1 için ne kadar ezik bir sene olduğunu siz söyleyin artık. Oh be bitti.

30 Ekim 2009 Cuma

Bizce Yılın Topçusu..?



Açıklanmış "Yılın Futbolcusu" listesi. Ben en olasılık verdiklerimi koydum oylamaya. Birde burda bakalım, biz ne seçeceğiz... Oyum Xavi'ye...

13 Temmuz 2009 Pazartesi

Kombine

Resmi sitede açıklandı, kombineler 16'sında dağıtılmaya başlanıyor. Perşembe günü Tobol deplasmanı günü. Maçı biyerlerde izlemem yüksek ihtimal. Giderken Sami Yen'e de uğrar alırız kombineyi. Sitede bikaç ek bilgi de verilmiş, duymayanların dikkatine.

7 Temmuz 2009 Salı

Fırtına Öncesi?

Galatasaray.org 05.07.2009, 22:34'ten beri suskun. Ne bir kamp haberi ne de başka bişey. Neden ki acaba bu sessizlik? Her açtığımda yeni bişey görme heyecanı kaplıyor içimi. Hergün bir açıklama felan olurdu en azından. Bütün kulüp çalışanları gelecek transferin pususuna mı yattı arkadaş. Haldun Abimiz bir transfer bombası daha patlatacak diyorlar bu hafta içinde. Hadi bakalım hayırlısı...

23 Haziran 2009 Salı

Damien Rice

Damien Rice... İnsan her lafının sonuna 3 nokta koymak istiyor onu dinleyince... "Noluyor Allah'ım", "sızlıyor içim" oluyorsunuz en mutlu zamanlarınızı yaşarken bile. Müthiş bir ses, yetenek, ve dahası... Vj Bülent dinlese, bi 85 kere yüreğine sağlık der sanırım.

Ne yazık ki yeni keşfettim İrlandalıyı! 2 aya yakın zamandır dinliyorum ve vazgeçemiyor insan, sıkılmıyor dinlemekten. Ekşi'de İrlandalı ozan demiş birisi Damien için. Hakikaten de ozan bu adam. Birde Lisa Hannigan var Damien'ın şarkılarında eşlik ediyor kendisine. Tatlımı tatlı, sevimlimi sevimli bi hatun. Sesi de bir o kadar iç ferahlatıcı yada karartıcı. Şarkıya göre...

Closer filmini bilirsiniz, soundtrack'i de Damien'ın ortaya koyduğu bir çalışma. The Blower's Daughter. Müthiş bir şarkı. Gerçi baştan beri diyorum hepsi mükemmel. Ama hergüzel şeyin olduğu gibi Damien'ın da çok özel şarkıları var. Bunlardan en beğendiğim ise 9 Crimes elbette. Lisa ile beraber insanı kara bulutların içine sokmayı çok iyi beceriyor Damien... Bir diğer muhteşem şarkı ise Delicate. İnsan içmek istiyor. İçince içtikçe içesi geliyor, fena...

Bir de çevremde bi tek benim beğendiğim bir şarkısı var ki hepsinin tersine, çıldırtıyor adamı. I'm mad, I'm mad diye diye söylüyorum:) Me, My Yoke and I adlı deli saçması bir şarkı :)) Dinleyin linkler şarkı isimlerinde gizli =)

21 Mayıs 2009 Perşembe

İspanya, Ukrayna Dayanışması!


Bu sene hakemler büyük maçlara damga vurmaya yemin etmişler. Topluca bi ayin düzenleyip, bişeylere el sürmüş bunlar diye şüphelenmiyo değilim. Chelsea-Barcelona maçı hakemi Ovrebo'dan sonra bu gece Cantelejo'da Werder'İn hakkını yedi zannımca! Hayır Türk insanı duygusaldır, kaybedenin yanında olur. Ben ki Shaktar'ı destekliyordum ve daha iyi oynadıklarının da farkındayım ama hakkettiklerini söyleyemiyorum böyle bir hakem yüzünden. Uzatmaların 20.dakikasında verilmeyen buz gibi bir penaltı var mesela. Son dakikada atılan gole Bülent Bey çok iyi tespit felan desede bana göre gayet goldü.

Diego'nun olmaması Werder'i çok etkiledi açıkçası. Mesut Özil çok etkisiz kaldı bu gece. İyi bir hareket yapıp gol pası verdi ama onda da ofsaytta olduğundan gol geçersiz sayıldı. Werder Bremen'de tek bir iyi oyuncu vardı. Tİm Wiese! 2.goldeki büyük hatasını görmezden gelirsek onu söyleyebiliriz. Eğer o golü yemese penaltılarda çok güveniyordum kendisine...

Maçın 90dakikasına dakikası dakikasına baktık bi alttaki postta. Uzatma dakikaları normal sürenin aksine biraz daha tempolu başladı. Shaktar yine iyi derken Srna sağdan gönderdi ceza yayının üzerine, Jadson vurdu ve gol! Tim Wiese ellerinin arasından kaçırdı ve Almanları yıktı. Dakikalar 96'yı gösteriyordu.

Golün ardından Lucescu'nun öğreticiliği, bişeyleri aşılama başarısı girdi devreye. Takımına skor üstünlüğünden sonra oyunu soğutmayı çok iyi aşılamıştı. Öyle dan dun oynayarak, yatıp 5 dakika kalkmayarak değil. Ayağa paslarla rakibi oynatarak, rahat olmayı deneyerek... Bremenli oyuncular uzatmaların sonuna kadar bön bön izledi rakibi.

Bülent Tulun'un maçı izlemediğini düşünüyorum. Ara ara bakarak yorum yaptı bence. Oyuna henüz girmemiş oyuncudan "az önce oyunca giren" şeklinde bahseden bir yorumcu. Melih Gümüşbıçak uyarınca "haa, girmedi mi daha ya?" diyen biri. Fenaa!

Sonuç olarak; iyi oynayan ve kazanan taraf Lucescu'lu Shaktar Donetsk oldu. Ancak Shaktar'ın kazanmasında hakemin etkisi büyük oldu. Werder Bremenli topçular açık açık ezildi. Acaba bu kupa, Euro 2012'yi almış Ukrayna futbolunun gelişmesi için bir hediye niteliği mi taşıyordu demeden edemedim...

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Real'e Wenger Çözümü

Real Madrid'de ki sorunların çözümüne, kaçan şampiyonlukların tekrar yaşanmamasına çözüm Marca'dan gelmiş. Aceto'nun deyimiyle "Real Madrid'in resmi gazetesi" görünümünde ki Marca gazetesi Flaubert'in fotosu altında, Wenger'in takım içindeki boşvermişlik duygusuna ilaç olabileceğini yazmış. Bence işe yarayacaktır...

Mosley, Ecclestone'a Karşı!

FIA başkanı Max Mosleyi, şok açıklamalarına bir yenisini daha eklemiş. Yakında Ecclestone'la papaz olacaklarını düşündüğüm Mosley, Formula 1'in Ferrari'siz de devam edebileceğini tekrarlamış.

Formula 1'in sahibi Bernie Ecclestone'ın "Formula 1 Ferrari'dir" açıklamalarının üzerine Mosley'den gelen bu açıklama üzerine Ecclestone'ın cevabını merakla bekliyorum.

Ferrari'nin FIA'ya açtığı dava yarın görüşülecek ve çıkacak karara göre gelişmeleri yeniden yazacağız. Mosley dava hakkında Ferrari'nin kaybedeceğini belirtmiş. Ecclestone ise ılımlı açıklamalarına devam etmiş ve bütçe sınırlamasıyla çift gruplu sistem olmayacağını tekrarlamış. Salı günü F1'in geleceği için çok önemli bir tarih olacak. Bekleyelim ve görelim...

Ancelotti Chelsea'ye? Van Basten Milan'a?

Milan teknik direktörü Carlo Ancelotti başarıslıklarla dolu sezonun ardından ayrılmak niyetinde. Takımın yaş ortalamasının bir türlü düşürülememesi, yine eski kurtlardan medet umulması sonucu iyi bir sezon olmadı Milan'da. Beckham'ın kiralanması takım için sürpriz bir şekilde yararlı olmasına karşın yeterli değildi. Bence artık eskisi gibi olması mümkün olmayan Ronaldinho'nun transferi de bir hayli gereksizdi. Öncelikle takımda Pato ve Kaka'dan başka yeterligole dönük oyuncu yok, İnzaghi'de bir var bir yok... Kısacası Carlo Ancelotti'nin en büyük hatasıydı transferler. Milan'ın İnter karşısında ezilmesinin en büyük nedenidir kendisi.

"Chelsea'ye gidicem" demiş Ancelotti. Guus Hiddink'in hiçbir şekilde Chelsea'de devam etmem açıklamlarını hepimiz duyduk.
the Sun'ın iddiasına göre Abramovich ve Ancelotti dün sabah bir görüşme yapmışlar. Ancelotti Chelsea için çalışabileceğini belirtmiş ve Abramovich'ten olumu yanıt almış. Milanlı yöneticilerinde Ancelotti'yle olan anlaşmayı bitirmek yönünde karar aldıkları belirtilmiş.

Bu arada Ancelotti'nin Milan'dan ayrılması durumunda yerine gelecek menejer için de haberler çıkmaya başladı. Eski Milanlı,son olarak Ajax'tan ayrılan Marco Van Basten'in Ancelotti'nin yerine gelebileceği belirtilmiş.

edit: Flying Dutchman'de gördüm;
"I've many second thoughts, sometimes third thoughts"

Guus Hiddink

töbee...

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Bundesliga Fokur Fokur



Bundesliga'da son 2 haftaya girilirken, durum çok karışık. Neyin ne olacağını tahmin etmek bile çok zor. Almanya Ligi'ni takip eden ya da etmeyen futbolseverler heran herşeyin olabileceğini biliyor. Hele ki puanların birbirine bu kadar yakın olduğu bir sezonda ve şampiyonluk mücadelesinin iyice alevlendiği son 2 haftaya girerken olabilecekleri düşünmek bile beni büyük bi helecana sevk ediyor.

Ligde Wolfsburg, Bayern, H.Berlin ve Stuttgart; 63,63, 62, 61 şeklinde sıralanmış durumda. Wolfsburg'da Bayern'i evinde faklı yenmenin(5-1) avantajıyla 2'li averaj yoluyla mı üstte yoksa gol averajı yoluyla mı üstte tam bilmesemde, spor siteleriyle doğru bir sıralama olduğu konusunda hem fikiriz. Wolfsburg'un 2 gollük bir gol averajı üstünlüğü bulunduğunuda belirtelim.

Son 2 hafta da bu 4 ekibin oynayacağı maçlara da bir göz atarsak;
Hafta 33
Hertha Berlin-Schalke
Stuttgart-Energie Cottbus
Hannover 96-Wolfsburg
Hoffenheim-Bayern Münih

Hafta 34
Bayern Münih-Stuttgart
Wolfsburg-Werder Bremen
Karlsruhe-Hertha Berlin

İlk fırtına bugün kopuyor. Wolfsburg'un deplasman karnesi zayıf. Bayern'de Süper bir çıkış yapıp son haftalarda kopan Hoffe karşısında, sürpriz yaşanabilir. Hertha Berlin Schalke gibi zor bir ekiple karşılaşıyor. Bu haftanın maçlarına bakınca Stuttgart liderliği ele geçirbilir hissi doğuyor içime. Acaba şampiyonluk yeniden Stuttgart'a gider mi?
Maçlar saat 4.30'da ve böylesine önemli maçları hiçbir açık kanal vermiyor. Sanırım Alman TV'sinden kaynaklanan bişey bu.

10 Mayıs 2009 Pazar

Bank Asya'da Müthiş Final!

Sakarya 39 puan, Samsun 39 puan. Sakarya düştü, Samsun kaldı. Arada ki fark bu. 2'li averajla Samsun ligde kalmayı başardı. Çok sevdiğim ve düşmesini istemediğim Sakarya için üzülürken, yine çok sevdiğim ve memleketim olan Samsun için sevindim. Sevinmekle kalmadım, maçın bitiş düdüğüyle havalara uçtuk babamla.

Giresun'un düşmesini bekliyordum, Güngören Belediye ile el ele ama olmadı malesef. Güngören gitti ama Giresun deplasmanda, düşmesi garanti Malatya'yı yenerek lige tutundu. Güngören'in yerine "Buca" geliyor Bank Asya'ya. Çok iyi taraftarı bulunan bir şehir kulübü. Zaten çok heyecanlı geçen 1.Lig'e yeni bir heyecan geliyor artık. Seneye en az bi 5.000 kişi ortalama artışı olacak taraftar sayısında.

Müthiş heyecanlı düşme hattının yanı sıra Play-Off'da şekillendi bugün. Altay'la Karşıyaka'nın play-off'larda karşılaşması istedeyeceğim son şeydi. Maçların 80.dakikalarına kadar da böyleydi neredeyse. Ancak Bolu'nun son dakikalarda coşması herşeyi değiştirdi. Son puan durumuna göre Play-off eşleşmeleri şu şekilde oldu:
Altay - Kasımpaşa Bolu - Karşıyaka. Bu 4 takımdan biri Süper Lig'e yükselecek. En büyük isteğim Karşıyaka'nın yükselmesi ancak olabilirmi bilmiyorum.

Ligin son haftasında 2 İzmir takımıda kendilerini kasmadı. Altay Erciyes'e 3-1, Karşıyaka Rize'ye 2-1 yenilerek normal sezonu:P tamamladılar. Son hafta kasmayan bir diğer takımda Kartal oldu. Karabük deplasmanına duyduğumuza göre yedek kadro çıkmışlar ve 3-0'lık yenilgiyle eve dönüyorlar. Geçen haftaki 2-0'lık Malatya galibyeti sayesinde bu rahatlık.

Maçları "Haydi Maça" adlı programdan takip ettik evde. Ümit Aktan'ın o nefes nefese kalışlarıyla, ilginç cümleleriyle izlemesi zevkli bir program bize göre. Arada şov amaçlı en olmadık maçlara bağlanıp Türkçe konuşamayan insanları bize dinletmeleri hoşuma gitmesede, Pazar günleri evdeysem kaçırmıyorum. Yine öyle birgün oldu. Öğlen 2.5-3 gibi BüyükAda'dan döndüm ve 2'de başlamış programı izlemeye başladık. Neyse.

8 Mayıs 2009 Cuma

Hagi Olamamak

Michael Ballack vs. Tom Henning Øvrebø




Gheorghe Hagi vs. Tony Adams


videonun 5,10.dakikasını izleyin

Hagi olmak için yürek lazım yürek!!!

Ey gidi eyy. Şaka bi yana, Ballack'ın o koşuşu sırasında aklıma direk Hagi ve Adams'ın arasında yaşananlar geldi. Senin en agresif anlarını bile izlemeye doyamıyoruz be Hagi!..

7 Mayıs 2009 Perşembe

Finalin Adı



Werder Bremen - Shaktar Donetsk

HSV 2 - 3 Werder Bremen (1-0)
Shaktar Donetsk 2 - 1 Dinamo Kiev (1-1)

27 Nisan 2009 Pazartesi

Sakarya Düşmesin...

Sakarya'nın Son Maçları

Samsun
Kasımpaşa(D)
Kocaeli'nin ardından, taraftarlarının birbirine büyük kin taşıdığı Sakarya'dan bahsetmemek olmaz. Bu iki kulüp taraftarları birbirlerine oynanan her maçta kin kusarlar fakat girdiğim her İzmitli veya Sakaryalı ortamında rakipleriyle 2.ligte mücadele etmenin keyfinden bahsedip dururlar. Bu iki komşu ilin taraftarına ve futbol sevgisine bende herzaman ilgi duymuşumdur. Düşmelerini de hiç istemem.

Geçen sene Süper Lig'e çıkmanın kıyısından dönen bir Sakarya'nın geldiği bu durumdan nefret ediyrum ve üzülüyorum. Ligin ilk yarısında müthiş hayal kırıklığı yaşatan Sakarya, 2.yarı toparlanmasına rağmen düşme korkusunu en çok yaşayan ekiplerden biri. Ne diyoruz Sakarya düşmesin. Bi önceki postta Kocaeli için yaptığımız totemi şimdi de Sakarya için yapalım.

Hafta 33
Erciyes-Karabük: 1
Sakarya-Samsun:1
Güngören-Ordu:2
Kartal-Malatya:0
Giresun-Rize:0

Hafta 34
Samsun-Adana:0
Malatya-Giresun:1
Altay-Erciyes:1
Karabük-Kartal:1
Kasımpaşa-Sakarya:0
Bolu-Giresun:1

Sonuçlar bu şekilde gerçekleşirse son puan durumu;
Erciyes 41
Samsun 39
Kartal 39
Sakarya 37
Giresun 35
Malatya 33
Güngören 33

şeklinde olur ve ben kahinlikten para bile kazanırım :D

Kocaeli Düşmesin...

Kocaeli'nin kalan maçları

Konyaspor (D)
Trabzon
G.Antep(D)
İBB
Hacettepe(D)
Kocaeli şu ana kadar 26 puan toplayabildi ligde ve şuan 17. sırada bulunuyor. 14. ve 15. Konya ile Denizli'nin 32şer puanları bulunurken, 12. ve 13. Eskişehir ve Ankaragücü'nün 33er puanları bulunuyor. Ankaragücü bu hafta Fenerbahçe'yi yenerek büyük iş başardı. Aslında şu zamanda Fener'i yenememek zor iş. Bizim başardığımız olan hani ama alt sıralarda ki son durum adına alınmış büyük bir galibiyet. Eskişehir'in sahasında bıraktığı 3 puansa onlar adına zor günlerin yaklaşması demek oluyor. Konya'nın aldığı 1 puan ise çok değerli. Abdullah Avcı ve ekibi İBB ise düşmesi mantıksal olarak düşmesi garanti olarak görülen Hacettepe'ye verdiği 3 puanla işini zora soktu. Kimsenin beklemediği bir mağlubiyetti bu.

Kocaeli düşme hattının sıcağını fazlasıyla hisseden bu takımlardan Ankaragücü(4-0) ve Denizli'ye(2-1) mağlup oldu 2. yarı. Düşme hattında ki ekiplerle oynanan her maça 6 puan gözüyle bakılır ya hani, 12 puan gitti yani. Ancak önlerinde ki 5 maçın 3'ünü düşme korkusu yaşayan 2 ekip ve düşen Hacettepe ile oynayacaklar. Benim görüşüm bu 3 maçtan 9 puan alabilecekleri yönünde. Taner Gülleri'nin ağır sakatlık atlatıp maça o şekilde çıkması, İzmit ekibi için büyük kayıp olmasına karşın, Şifo Mehmet'in Antalya'sından 3 puanı kaparak hazır olmayan Taner ile de direnebileceklerini gösterdiler.

Tahminlerime göre alt sıralarda ki maçların sonuçları şu şekilde gerçekleşecek.

Hafta 30
A.Gücü-Ankara: 0
Denizli-ES-Es: 0
Konya-Kocaeli:2
İBB-Gençler:2
Hafta 31
GS-A.Gücü:1
FB-Denizli:1
Kocaeli-TS:0
Sivas-İBB:1
Es-Es-Antalya:0
Bursa-Konya:1

Hafta 32
Antep-Kocaeli:0
A.Gücü-Bjk:2
Denizli-Ankara:2
Konya-Es*Es:0
İBB-Kayseri.2

Hafta 33
Fb-Konya:1
A.Gücü-Denizli:1
Kocaeli-İBB:1
Es-Es*TS:2

Hafta 34
Antep-Es*Es:1
Denizli-Bjk:2
Antalya-A.Gücü:0
Konya-Ankara:2
Hacettepe-Kocaeli:2
İBB-Bursa:2
Sonuçlar bu şekilde gerçekleşirse son puan durumu
Ankaragücü - 38
Kocaeli - 37
Eskişehir - 36
Konya - 34
Denizli - 33
İBB - 32
şeklinde olur, adımda kahine çıkar :)

23 Nisan 2009 Perşembe

TFF = Turkish Fuckin' Federation

Asıl adı Türkiye Futbol Federasyonu bu kuruluşun. Türkiye'de futbola yön veren yada vermesi gereken Türkiye Futbol Federasyonu, futbolun içine etmeye devam ediyor. Çoğu zaman vermediği cezalarla, verdiği cezalarla, atadığı hakem komiteleri, ceza kurulları ile gündeme geliyorlar. Haluk Ulusoy yönetiminin ardından gelen rahmetli Hasan Doğan ile biraz olsun rahatlamıştı Türk Futbolu ancak uzun sürmedi malesef. Allah bu tarafta çektiriyor cezamızı. Şuan görevde olan TFF başkanının adını bile bilmiyorum ve bakmaya bile tenezzül etmiyorum, edemiyorum.

Konumuz, TFF'ye bağlı PFDK ve verdiği saçma salak 2 karar.

Fenerbahçe maçında Sabri'ye verilen bir ceza var. Maç içinde tahrik edici hareketlerde bulundu diye. Federasyonun kendi atadığı hakem maç içinde Sabri'yi atamıyor ama bu kadar saçma bi kararı alabiliyorlar kendileri. Peki kendi hakeminiz neden atamadı madem cezalık hareketlerde bulundu Sabri. Peki hakeminize bi ceza uyguluyor musunuz? Bence yok öyle bişey.

Bugün de akıl almaz bir karar vermiş PFDK. Saha dışında gelişen bir olay sebebiyle Arda Turan'a 1 maç oynamama cezası vermiş. Olayı bilmeyenler için anlatalım:
Olimpiyat Stadı'nda akreditasyon kartı olmayan ve cezalı olmadığı için İBB maçını tribünden seyreden Arda, maç sonrası arkadaşlarının yanına soyunma odasına gitmek ister. Ancak görevliler kartı olmadığı için Arda'yı içeri alamayacaklarını belirtirler. Bunun üzerine ortalık gerilir ve sözlü bir tartışma + itiş kakış yaşanır. Tabi ki Arda içeri girmeyi başarır.

Bunun üzerine olay PFDK'ya gitti. Arda'nın para cezası almasını beklerken, müthiş bir saçmalık yaşandı ve 1 maç ceza verildi. Hayatımda gördüğüm en alakasız ceza bu benim, hatta saçmalığın daniskası! Eğer önceden böyle cezalar verilmişse, herkes sorunlu der geçerim...

17 Nisan 2009 Cuma

Galatasaray vs. Porto


Porto vs. Manchester eşleşmesini izledik Şampiyonlar Ligi çeyrek finallerinde bu sene. Porto'nun ManU'yu ne kadar zorladığından bahsettik. Hakikatten de kök söktürdüler. Old Trafford'dan 2-2 lik bir sonuç almak her yiğidin harcı değil. Bi Galatasaray attı işte o stadta 3 tane "Şeytan" takıma. 2. maçta evinde muhteşem bir gol yiyerek geriye düştüler. Müthiş bi çaba sarfettiler beraberlik için ancak ManU defansının son zamanlarda ki en hatasız gününe denk geldiler. Ancak çok beğendim Porto'yu, özellikle bikaç oyuncusunu.
0-1 biten maçta ki kadroları şöyleydi Porto'nun:
1 Helton, 2 Bruno Alves, 8 Lucho (11 Mariano 31.dk), 9 Lisandro, 10 Cristián Rodríguez (19 Ernesto Farías 64.dk), 12 Hulk, 14 Rolando, 16 Raul Meireles, 21 Cristian Săpunaru (20 Tomas Costa 80.dk), 25 Fernando, 28 Aly Cissokho.

Maç boyunca mücadele etmeyen daha doğrusu gününde olmayan tek insan Brezilyalı Hulk arkadaşımızdı maçta. Top kayıpları taraftarı çıldırttı adeta. Bu arada takım Lucho'nun sakatlanıp çıkmasından da çok etkilendi ancak mücadeleyi asla bırakmadılar.

Gelelim asıl konuya. Maç boyunca Galatasaray'a Porto'da ki oyuncuları monte etmekle meşgul oldum. "Sabri'nin yerine Tomas Costa geçse ne ortalar açar len. Ah Defansta Servet'in yanına şu Bruno Alves geçse gol yemeden bitiririz be ligi. Ayhan'ın yerine bi Lucho Gonzalez olsa Şampiyonlar Ligi'ni alırız ulan" tarzı düşüncelere daldım maç boyunca.

Cidden öyle ama. Her ne kadar şu durumda hayalde olsa yapılamayacak transferler değiller. Eğer bir fanteziye kaçarsak Galatasaray vs. Porto karışımı mükemmel bir takım ortaya çıkarırız.

De Sanctis
Tomas Costa # Servet # Bruno Alves # Cissokho

Arda Turan
# Lucho Gonzalez # Raul Meireles # Kewell

Cassio Lincoln

Milan Baros

Yedekler:

Helton
Fernando
Emre Aşık
Sapunaru
Emre Güngör
Ernesto Farias
Mehmet Topal

olur diye düşündüm...


16 Nisan 2009 Perşembe

Star TV'nin Maç ve Spiker Seçimleri


Bugüne kadar süregelen bi klişe vardır. Star TV kötü maçları seçer genellikle, istisnalar hariç tabi. Finalleri yayınlarlar mesela hani :P Şaka bi yana bugüne kadar müthiş maçlar varken, gidip en gereksiz maçları verdiklerine birçok kez şahit olduk. Ne kadar şans işide olsa bu, bariz hatalar yaptıklarını kabul etmek gerekir. Hele bide bu kanalın spikerleri var ki. Onlar ayrı birer tez konuları!

Ancak bu sefer işin altından kalkmasını bildiler. 2 süper maç izledik bu Şampiyonlar Ligi haftasında. Bir Chelsea-Liverpool, bir Porto-ManU maçlarını başka yerde bulamazsınız. Arsenal-Villareal maçı da izlenmeye değerdir muhtemelen ancak şahsen mücadeleye ve gayrete bakıyorum. Bayern- Barca maçından hiç bahsetmiyorum.

Dün gece ki Liverpool maçını anlatamayız zaten. Yaşanması, görülmesi, hissedilmesi gereken bir maçtı o. Bu hafta kendi ligimizde görmediğimiz futbola doyduk, İngilizler sayesinde. Gerrard'sız Liverpool'un neler yapabileceğini gördük. Benitez'in takım oyununu nasıl becerdiğini... Hiddink'in süper bir teknik direktör olduğuna bir kez daha şahit olduk dün gece. Star Tv'nin başka bir maç yayınlama lüksü yoktu zaten.

Bu gece ki Porto-Man. United maçı ise herkesin seveceği türden bir maç değildi. Daha maçın başında Cr7'nin astığı gol, oyunu kilitledi ilk yarı boyunca ama 2.yarıdan aldığım zevk bambaşkaydı. Porto'nun kazanma hırsı neydi öyle. ManU'lu topçular ne kadar oyunu yavaşlatıyorsa, adamlar 2 katı hızlı olmaya çalışıyorlardı. Ben bu hırsla kesin gol atarlar diye düşünmüştüm ama olmadı. Son dakikalarda kaçan bi gol vardı ki aman aman.
Şifreli yayında da Arsenal vardı tabi. Ancak rahat bir maç çıkarmış anlaşılan, 3-0 la geçmiş. Bundan sebep ki ben Porto maçını isterdim zaten her türlü... Aferim Star.

Spikerler hakkında denecek çok şey var ama RTÜK yardırır ondan sonra :P Emre Tilev, İlker Yasin ve türevlerine bizi mahkum ediyorlar ya deliriyorum. Eskiden bi Güntekin Onay vardı arkadaş. Ne bilim bi Okay KAracan, bi Murat Kosova var bu ülkede. Bu kadar mı zor, bu kadar önemli maçları anlatsınlar diye 3-5 kuruş fazla vererek en azından maçlar için anlaşmak. Sınıfta kaldın Star.

11 Nisan 2009 Cumartesi

Ayva Çiçek Açmış Yaz mı Gelecek!

Ayva Çiçek açmış yaz mı geleceeek!
Fenev Sami Yen'e nasıl gelecek!!

Bi gün kaldı derbiye tam 24 saat 30 dakika! Acayip helecan yaptım, oturduğum yerde marşlar söylüyorum F5 aleyhine! Çok güzel olacak çok! Özentiler metrobüsle gelecekmiş, biz onları denizden yüzerek yollamasını çok iyi biliriz...

Son Kombine!


Kombineler 15'inden itibaren çıkıyor. Eski kombineleri 475 liradan çıkıyomuş. Taksit imkanıda var tekrardan, 4+1 şekli. Kaçırırsam Galatasaray aşkım yalanmış diyorum sadece!!


Futbol takımımızın destanlar yazdığı, tüm dünyanın zihnine çıkmayacak şekilde Galatasaray isminin kazındığı Ali Sami Yen Stadı'nda oynayacağımız son sezonun kombine bilet satışları başlıyor.

Galatasaray, veda sezonuna yakışır yeni başarılar için, Türkiye'de ve Avrupa'da sonuna kadar devam ettireceği mücadele ruhunu bugünden vaadediyor.

Galatasaray, Büyük Taraftarını yeni sezonda emektar stadımızdaki yerini son kez bugünden ayırmaya çağırıyor...

Birlikte sevinmek ve tüm hedeflerimize ulaşmak için... Zaferlere tanıklık edebilmek, Ali Sami Yen Stadı'nın veda sezonunda "ben de oradaydım" diyebilmek için..

Tribündeki yerinizi bugünden alın....

Kombine Kartınızla birlikte:

* Galatasaraylıların sesi Galatasaray Dergisi'ne 1 yıllık ücretsiz abone olun.
* Mayıs ayı başında satışına başlanacak olan yeni stadımız "Turk Telekom
Arena" locaları ve VIP koltukları kombine kartlarına öncelikli sahip olma
avantajını kazanın. (yalnızca Numaralı Tribün Kombine Bileti alımları için geçerlidir.)

Satış Başlangıç Tarihi: 15 Nisan 2009 Çarşamba

Satış Saatleri:
Hafta arası : 09:30-18:00
Hafta sonu: 10:30-17:00

Ödeme:
1 peşin 4 taksit ödeme imkanı

Geniş Bilgi ve Fiyatlar İçin: 0212 288 33 40 - 0212 288 96 20

* Satışlar, Ali Sami Yen Stadı, VİP tribününde yapılacaktır.

* Her bir koltuk için TC Kimlik No içeren resmi kimlik belgesi fotokopisi
alınacaktır. Aynı isimle kombinelerin yenilenmesi halinde fotokopi
istenmeyecektir.

* Numaralı Tribün kombine sahiplerinin Öncelikli Alma Süresi, 30 Nisan 2009
Perşembe saat 17:00'ye kadardır. Bu tarihten sonra öncelik hakkı sona erecektir.