Dünya Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dünya Kupası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Temmuz 2010 Pazar

Larissa Riquelme


Her blogda bi Larissa Riquelme başlığı görmek mümkün. Herkes bi fotoğrafını paylaşıyor hatunun. Şahsen pek beğenmedim bu iç çamaşır mankenini. Ama tek tek fotoğraf koymaktansa bütün telefon-göğüs kombinasyonlarının bulunduğu bir video koymak istedim. Alın gözünüz doysun ehehe

3 Temmuz 2010 Cumartesi

write the future asamoah!





Nike'ın yaptığı o müthiş reklamlara bir gönderme olsun, bu fotoramanı yaparken hiç masrafa girmedim ben ehehe.

28 Haziran 2010 Pazartesi

Üründüle Üründül...


Çook çookh...

Maşallahçı teyzeler gibi, çook çook maşallah tü tü demesini bekliyorum her seferinde. Heryerde yazılıp çiziliyor Ömer Üründül hakkında, TRT eleştiri yağmuruna tutuluyor tüm bloglarda ancak TRT neden yıllardır bu amca beyde ısrar ediyor anlamış değilim. Hayır tamam Türkiye Liglerinde, maç sonrası programlarda istediği yorumu yaptır ama neden koskoca Dünya Kupası yayınını alan kanal bu adamda ısrar etmeye devam eder anlamak çok güç.

Fd yazmıştı çok gülmüştüm. Valla nasıl maç oluyo dimi Erdoğan!

21 Haziran 2010 Pazartesi

Keitamızsın Sen Bizim Canımız

Gündem hakkında yazmayacağımı mı düşündünüz? Olur mu öyle şey hiç eheh.
Her zaman olduğu gibi yine bişeyleri fazlaca büyütüp, yine birilerinin üzerine fazla gidiliyor. Bu seferki kurban Keita. Nasıl Lincoln'ü birkaç haftada kaba tabirle skipattılar, şimdi onun peşinde herkes.

Ben anlamıyorum neyin etikliğinden, hangi saygıdan çerçeveden, kimin ahlakından bahsediliyor. Futbolu da kendi bilmişliklerine, yalancı hayatlarına alet eden kesimden bahsediyoruz.

Futbolda kendini atmak diye birşey var değil mi? Hakemi kandırmaya yönelik hareket? Bunlar var. Ne kadar doğru bilmem ancak bunlar var. İnsanın doğasında var yahu çakallık. Penaltı kazanmak uğruna kendini atan topçu benim gözümde negatif ya da pozitif bişeyler ifade etmiyor. Eğer bu adam hakemi aldatmayı başarıyorsa, o zaman artı kısma giriyor kendimce.
Mesela bir uluslararası maçımızda, bir oyuncumuz rakibe ufak bir hareket yapar ve karşıda ki çakal, tilki vs. kendini yere atar. Hakem kırmızıyı basar. O sırada yorumcu atlar; "bizim oyuncularımız da bu kurnazlık yokki. Hasan'a(atıyorum) yapılsa bu hareket, o da karşılık verir bi yumruk atardı. Atacaksın kardeşim kendini yere." -Bunun gibi bişey yaşamadığını söyleyen erkişi yalancıdır. Neyse konu bu değil.- Yani demek istediğim, bu ve buna benzer birçok tilkilik futbolun doğasında var arkadaş. Ki ben bundan 12-13 sene önce, minik takımlarda oynarken bile kendimi attığımı gayet iyi bilirim. O zaman ne Arifler vardı örnek olabilecek, ne de futbolu izlerken herbişeyini bilerek izliyorduk...

Tamam Keita komik bir hareket yapmış olabilir. Çok güldüm ben açıkçası. Ama o olaydan önce Fil Dişili oyuncuları çileden çıkartan Kaka kartı görüp atıldı mı? Evet. Demek ki sonuç başarılı.

Sonuç olarak bir futbolcuyu eleştirirken, yargıya varırken önce kafayı bi öne eğip düşünmeliyiz. O anda, o ruh haliyle hangimiz etikliği, vs düşünür..?

15 Haziran 2010 Salı

Vakit Kaybı Şampiyonası

Şu güne dek 3 Dünya Kupası'nı adam akıllı oturup izledim. 98'den bu yana kupa ayında pek fazla şeye konsantre olmuyoruz. Dünya'nın en iyi kadrolarının mücadelelerine, milli duygulara, 4 yılda bir yaşanan bu şenliğe bir kez daha şahit olmaktayız. Tabi bu senekine şenlik denirse. Hem rahatsız edici, hem boğucu bir Dünya Kupası yaşıyoruz. Alıyoruz çerezleri içkileri önümüze ancak 30.dakikadan itibaren kanal mı değiştirsek soruları başlıyor, bazen daha da erken.

Bu vuvuzela denen lanet olasıca aletin yasaklanmamasına şaşmaktayım. Hayır gelenek falan anladıkta arkadaş bi amacı yok. İnsan onu öttürürken nasıl eğlenir. Kamera taraftara döndüğü vakit çılgınlar gibi dans eden Afrikalılar ekrana geliyor, ağızlarında vuvuzelalar ile. Arkadaş hangi melodiyle dans ediyosunuz? Hangi kafayı yaşıyorsunuz? Bir gol sesi duyamadık iyimi. Zaten az gol oluyor, sinirlenmemek elde değil.
Kornerlerde ses kısmaktan yorulduk.

Ayrıca G.Afrika polisi, Otto Rehhagel'in kapısına dayanmış. Diyalog sizden? :)

9 Haziran 2010 Çarşamba

Luis Fabiano ve çocuk


Bu sefer yine bir video var sırada. Luis Fabiano'yu bilmeyenimiz yok. Dünya Kupası'nda Brezilya'nın en güvendiği golcüsü konumunda. Sambacılar geçtiğimiz günlerde Tanzanya ile bir hazırlık maçı yapmışlardı. Videoda o maçtan. Maç öncesi seramonisinden. Fabiano, bi hayli eğleniyor ufaklıkla. Anlaşılan o ki ufaklıkta baya kurnaz hehe.

Çaresizlik

Fotoğraf İspanya'dan. Polonya, Dünya Kupası hazırlık maçları çerçevesinde İspanya'nın konuğu oldu. Kötü maçlar geçiren İspanyollar, Polonya'ya karşı hiç iyi bir misafirperverlik göstermedi. Maçın skoru 6-0. Yukardaki kare de Polonya kalecisi Tomasz Kuszczak'ın(böyle zor yazılan bi isim daha yok:) çaresizliğinin belgesi...

17 Aralık 2009 Perşembe

Yeni Stad, Eski Stad!

İngiltere, 2018 Dünya Kupası için adaylardan biri. Şampiyonada kullanılacak stadları açıklamışlar. Kararlar 1 sene sonra açıklanacak.
Neyse. Önce bi şöyle şehirlere ve stadlara bakalım:

ŞEHİR STAT KAPASİTE
Birmingham Villa Park 47,3
Bristol New Ashton Vale (yeni) 44
Leeds Elland Road 51,24
Liverpool Anfield Road (eski ya da yeni) 44,000 / 72,334
Londra Wembley 84,7

Emirates 60

New White Heart Lane (yeni) 58,000 / 66,995

ya da Olimpik Stat
Manchester Old Trafford 75,979

City of Manchester 47,717
Milton Keynes Stadium MK 44
Newcastle St James' Park 52,409
Nottingham Nottingham Forest (yeni) 45,3
Plymouth Home Park 43,874
Sheffield Hillsborough 43,946
Sunderland Stadium of Light 48,707

Şöyle bir bakınca yeni yapılacaklar dışında çoğu beklendik stadyumlar. Beklemedik bir stad var ki benim için sebebi, böyle bir stadın yapıldığını bilmediğimden kaynaklandı. MK Dons'un yeni stadı, Stadium MK! 2004 yılında kurulmuş, lig 1'de mücadele eden bir takım ve 2007'de 44bin kapasiteli stad inşaatları sona ermiş. Kapasite dolmadığı için 2.katları şuan için kullanmıyorlarmış. Varsın kullanılmasın lan yepyeni stad işte. 2. olarakta Plymouth'un stadı Home Park var. Plymouth eski bir kulüp tabi o konuda sıkıntı yok. Home Park eski bir stad ve yerine yeni bir Home Park yapılacak. İşte sorun da bu. Çok üzülüyorum ben, eski stadların yıkılıp yenilerinin yapılmasına. Hem şöyle bir baktım da fotoğraflara, o kadar güzel bir stad ki... İngilizi stadlarının bir özelliği var arkadaş, bırakmamak lazım o güzelim stadları! Hay başlayacağım böyle futbola, endüstriye!

19 Kasım 2009 Perşembe

Futbol Sadece Endüstriyelleşmiyor!


Galatasaray'ın Bonus Card ve Bilyoner atılımından sonra her yazıda, her blogta görür olduk. Herkes endüstriyelleşen futboldan bahsediyor. Yazıyor çiziyor zart zurt!

Ancak bence şuan önemli olan futbolun içine girdiği ahlak problemidir. Bugüne kadar penaltı kazanmak için kendini yere atan futbolcuları savunan biri olara söylüyorum ki futbol bu şekilde zevk vermiyor. En son örneğini de bu gece gördük.

Thierry Henry. Arsenal zamanlarından bu yana çok sevdiğim bir futbolcudur kendisi. Tarzıyla, adamlığıyla, sempatikliğiyle, güler yüzüyle, sevecenliğiyle ve bir o kadarda artistliğiyle sevdirmiştir kendini.

İrlanda - Fransa
maçı vardı bu gece. Açık kanaldan da verilmesinin güzelliğiyle geçtik TV karşısına. Ne de güzel maç oluyordu. Premier Lig'in en çekişmeli mücadelelerinden biri tadında bi maç. Top "bir o kalede bir bu". İrlanda, kadrosunun kalitesinin çok çok üzerinde bir mücadele sergiliyor, Fransa'yı sahada, kendi evinde eziyordu. Keane Lloris'i geçtkten sonra topu kaleye ah bir yuvarlasaydı...

Maç uzatmaya gidiyor ve bir karambol sırasında Henry gelen topu eliyle bi güzel önüne alıyor, içeri çeviriyor; Gallas gelen topu boş kaleye yuvarlıyor. Kamera ilk olarak Henry'i gösteriyor arkadan. Henry çılgınlar gibi seviniyor. İrlanda yıkılıyor. Müthiş bir futbol akşamı yaşayan, bizim gibi sadece futbol aşkıyla ekran başına geçmiş izleyici yıkılıyor. Bütün gece yaşadığımız keyfi s.kip atıyor Henry.

Çok merak ediyorum, o golden sonra ki geçen zamanda İrlandalı futbolcularla "gol hakkında" diyaloğa girdi mi? Girdiyse ne cevap verdi? Yüzlerine bakabildi mi? Ki baktı, ne konuştu?

18 Kasım 2009 Çarşamba

DK Eleme Maçları

Maç Eurosport'tan canlıymış. İnternetten izlemeye kasıyordum bende ilk 10 dakika. Mis gibi girdim battaniye altına şimdi, izliyorum. Cezayir'de attı. Daha ne isterim. Yunanlar da attı, Ukrayna'da. Aman diim alt bitmeli beyler :D

Eveeeet. İlk 2 maç tamam. http://www.atdhe.net/ bu geceki adresim olcak. Cezayir maçını miss gibi tv'den izledik ama diğelerini netten! Hadi bakalım!

Potekiz vakte oynuyor delircem! Bosna fırsatları harcıor. Kuponun yatmaması için son 10 dk!

10 Eylül 2009 Perşembe

Maç Çeviren Parçalı, Elano B.

Allak bullak bir 24 saat geçirdik ve sabahın 6.30unda hala kırpamadım gözümü. Uykularımı kaçırdı Türkiye, herşeyiyle. 8 askerimizi bitmek bilmeyen, lanet teröre kurban edip; üstüne onlarca insanımızı sulara teslim etti Türkiye. Akşamına Polonya'ya karşı içimizi serinletti 12 dev adam. saat 9 itibariyle acı çekmeye devam ettik, yok olan umutlarla döndük Bosna'dan. Ruh halimizin dibine tükürdü bu ülkenin durumu.

Uyuyamayınca da Elano'yu izleme umutlarıyla sahur sonrası tv karşısında aldım soluğu. Güney Amerika futbolu bizdekinden daha tempolu, uykum gelmedi hiç. Garantileyen Brezilya yedek ağırlıklı çıktı maça. Elano 11'de değil. İlk yarının sonuna 2-0 önde girdiler. Son dakikasında da Şili 2-1 yaptı, ülkem basınının bir türlü Galatasaray'a getiremediği Souza ile.

Şili'de Vidal, Alexis Sanchez, Souza ve sol kanattaki adını unuttuğum arkadaş baya iyidi. Fm efsanelerinden Miranda ve Tardelli'yi Brezilya kadrosunda görmek tekrar oynasam mı diye düşündürdü.

2. yarının başında Brezilya 10 kişi kaldı, Melo kızardı. Ardından Souza tekrar çıktı sahneye ve mermi gibi bir voleyle berabere getirdi durumu. 45-60 arası müthiş bir tempo vardı. 60-70 arası biraz sıkınca Elano'yu aldı oyuna Dunga.
O an itibariyle gözlerime kibrit çöpü yerleştirmiş gibi izledim. Normalden daha defansif oynadı, ataklara destek olmasına karşın göbeğin ilersine pek geçmedi. He geçti tabi, 2 golü hazırladı. İlkinde Maicon'a çok klas bir pas verdi, Maicon ortaladı Nilmar kafaladı ve gol geldi. 10 kişi Brezilya'yı 11ledi Blumer! 4.golde soldan mükemmel ortaladı, Maicon'un şutu kaleciden döndü yine Nilmar son kez dokundu.
Elano sabah sabah yüzümü güldürdü.
Parçalı ile nice maçlar çeviresin, Elano...!

9 Eylül 2009 Çarşamba

Dünya Kupası Spormax'te(!)

Spormax'in sloganı. Geçen gün Ermenilerin Bosna'ya kaybettiği maçı yayınlayıp, Brezilya-Şili karşılaşmasnı yayınlayacak olmakla, Dünya Kupası Spormax'te demek ne kadar doğru anlamış değilim. Bu gece Hırvatlar, İngiliz deplasmanına çıkıyor ve Türkiye'den açık ya da şifreli hiçbir kanal bu intikam niteliğinde ki maçı yayınlamıyor. Portekiz grubun kader maçlarından birinde Macaristan'la karşılaşıyor ama yayın yok bizde. Sırbistan-Fransa maçından da haberdar değil bizim basınımız.
Şöyle bir düşünce var sanırım.
"Maçtan önce stad önüne canlı bağlanırız, millet maçı izlerken gözleri başka bişey görmez zaten. Ardından da dayarız spor yazarlarını, eleştirmenleri gece 1-2'yi buluruz bi şekilde!"
Fotoğrafta ki renklilik Türk basınında yok malesef...

edit: Ntvspor İngiltere-Hırvatistan maçını veriyor. Sese gel...

30 Mart 2009 Pazartesi

Arthur Boruc'tan İkram Üstüne İkram

3-2 biten ve bol pozisyonlu bir karşılaşma seyretmiş izleyenler Belfast'ta. Kuzey İrlanda, Polonya'yı bu zorlu maçta mağlup etmeyi başarmış. Başarmış da nasıl başarmış?

Cevap aşağıda...

28 Mart 2009 Cumartesi

İspanya - Türkiye / Çeptır Trii


Anket
İspanya 3
Berabere 4
Türkiye 15
Fark Yeriz 15

Sonuç, ya fark yeriz yada alırız! Haydi aslanlar!! Maç sonunda görüşmek üzere...

-----------------------------------------------

Takımda ki 8 kişi için maçı 2'ye ayırabiliriz. İlk yarım saat ve geri kalan kısım olarak. Çok güzel top çeviren bir Türkiye ve 3 pas üstüste yapamayan Türkiye izledik.
Emre Aşık, Gökhan Gönül ve Volkan'ı ayrı tutuyorum bu 11'de. 90 dakika boyunca mükemmel top oynadı 3 oyuncu.
Sergio Ramos'a ayrı bir parantez açmak lazım tabi. Ercan Taner'in dediği gibi kaç kez Ramos sağdan bindiriyor dedi bende sayamadım. Bence Dünya'nın en teknik bek oyuncusudur kendileri. Bu maçta bi kez daha hayran oldum.
Maç için fazla söylencek bişey yok. Geçmiş olsun...

27 Mart 2009 Cuma

İspanya - Türkiye / Çeptır Tuu


Terim açıklamış:
Volkan, Gökhan Gönül, Emre Aşık, Hakan Balta, İbrahim Üzülmez, Tuncay, Aurelio, Emre Belözoğlu, Arda, Semih ve Nihat!
Bazı oyuncuların formlarını dikkate almazsak, çıkartılabilecek en iyi 11 diye düşünüyorum. Formlarını göze alırsak :D da çıkartılacak en iyi kadro aslında. FM'de mesela, oyuncunun formu düşükse ama takımda daha iyi profilli biri yoksa onu oynatırım ben =)) O misal :D

FM demişken. Çok ama çok yakında bir kariyer paylaşımı düşünüyorum, bilginize...

21 Mart 2009 Cumartesi

İspanya - Türkiye / Çeptır Van

Türkiye
Kaleci:
Volkan Demirel (Fenerbahçe), Rüştü Reçber (Beşiktaş), Ufuk Ceylan (Manisaspor)
Defans: Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Sabri Sarıoğlu, Emre Aşık, Hakan Kadir Balta (Galatasaray), Sedat Bayrak (Sivasspor), İbrahim Kaş (Getafe), Eren Güngör (Kayserispor), İbrahim Üzülmez (Beşiktaş)
Orta saha: Hamit Altıntop (Bayern Münih), Kazım Kazım, Emre Belözoğlu (Fenerbahçe), Ayhan Akman, Arda Turan (Galatasaray), Mehmet Aurelio (Real Betis), Nuri Şahin (Borussia Dortmund), Tuncay Şanlı (Middlesbrough)
Forvet: Nihat Kahveci (Villarreal), Batuhan Karadeniz (Eskişehirspor), Semih Şentürk, Mevlüt Erdinç (Sochaux), (Fenerbahçe), Gökhan Ünal (Trabzonspor), Sercan Yıldırım (Bursaspor)

İspanya
Kaleci: Iker Casillas, Pepe Reina, Diego Lopez
Defans: Arbeloa, Sergio Ramos, Raúl Albiol, Carlos Marchena, Juanito, Capdevila y Piqué
Orta Saha: Iniesta, Xavi, Busquets, Silva, Xabi Alonso, Riera, Senna , Cazorla
Forvet: Villa, Fernando Torres, Fernando Llorente , Dani Güiza

Oy oy oy diyorum.
Villa, Fernando Torres, Fernando Llorente , Dani Güiza'ya karşı Gökhan Gönül, Sabri Sarıoğlu, Emre Aşık, Hakan Balta, Sedat Bayrak, İbrahim Kaş, Eren Güngör, İbrahim Üzülmez defans hattı ile karşı koyacağız.Şu günlerde olabilecek en iyi kadro da bu bence. Fatih Terim'i kutluyorum.
Tabi şöyle bişey de var, defans forvetten başlar ama karşımızda İngiltere'yi eze eze yenen, Barça gibi insan üstü pas yapan bir İspanya bulunuyor. Sonumuz hayrola. Bu arada Del Boske'de Raul'ü kadroya almamış, gözümden kaçmadı Vicente! :)

Ayrıca bir anket başlatayım dedim. Amacım fark yeriz diye düşünenlerin çoğunlukta olup olmadığını öğrenmek. Bi tıklamaya bakar. Beni de üzmeyin kendinizi de, hadi bakim =)