Bugüne kadar herkes Skibbe'nin yanlış işler yaptığını ve gönderilmesi gerektiğini tartışıp durdu. Şundan 2-3 gün önce; amatör kulüp hocalığı yapan ve benimde eski antrenörüm Beşiktaşlı bir abimiz, sormuştu "Skibbe'den memnun musun?" Memnun olduğumu duyunca çok şaşırmış ve futbol bilgimi sorgulamıştı. Peki noldu bu akşam? Skibbe yine kendi düzeninde ısrar etti ve semeresini aldı bi güzel. Tabi hataları yokmuydu bugüne kadar? Vardı elbette ama bu gece Volkan-Balta sol kanadıyla başlamadı, Lincoln'ü kenara çekmeyi düşünmedi, gidipte Mehmet Güven-Sabri ikilisini sağ kulvara döşemek gibi bir hata yapmadı ve sonuç ortada. Ama o sağ kanata Baros/Ümit ikilisini değişmeli olarak monte etti, kötü mü etti? Hayır! Lincoln'ü yerinden şaşırtmaması en büyük artısı benim için. Maça çok iyi hazırlandığını gösterdi Skibbe.
Benfica teknik direktörü Flores'te Skibbe'nn tersine bizim için mükemmel hazırlamış takımını. Uzaktan bol bol şut çekin demiş, %100. Çokta güzel yapmış. Bizim defansı ve kalecimizi hiç hesaba katmamış
Reyes'e serbest oyna, topla içeri gir demiş ama Reyes eski Reyes değil. Bikaç kez denesede pek etkili olamadı. Di maria adlı genç oyuncuları çok yetenekli fakat bugünkü Galatasaray karşısında onu da sınırlı olarak izledik.. Aimar ve Cardozo ikilisi yine fazlasıyla etksizlerdi girdikten sonra. Aimar'da da eski Aimar'ı göremedim. Orta sahaları tamamen çöktü zaten orayı söylemiyorum bile. Aslında Benfica'nın tamamen çöktüğü maç oldu. Flores ruhunu teslim etmiş gibi oturuyordu kulübede.
Galatasaray 2000 ruhunu(yine ruhtan girdik) geri getirdiğini hissettirdi bize. Maçtan sonra %61'e 39'luk bir topla oynama oranı çıktı karşımıza. 2000 futbolu geldi demek istemiyorum ama o zaman ki "sakin, akıllı, ne yaptığını bilen ve yerden" topu oynadık biz bu gece. Maçın son dakikasında bile zaman geçirmek adına, topu kaleden uzaklaştırmak adına uzun top yapmadık. Köşelere kaçıp top saklamaya uğraşmadık. Akıllı oynamayı ve gücümüzü idareli kullanmayı başardık. 2000'de ki takım oyunu; "hep beraber defans( zaman zaman aksasa da), çok adamla hücum ve sakin futbol ruhu" vardı tüm futbolcuların üzerinde.
90 dakika koşan, pres yapan bir takım! /Lincoln 90+3'te kendi yarı sahasının ortasından top alıp ileriye çıkıyor! Bu günleri de görecekmişiz.. /Emre Aşık ufak tefek şeyleri görmezden gelirsek tek bir kademe hatası yapmıyor; attırmıyor ve üstelik atıyor!/ Arda Turan Euro 2008 sonrası en güzel futbolunu oynuyor, ceza sahasında top kapıyor, adam geçiyor, asist yapıyor, koşuyor, zıplıyor, hopluyor! Kendine geldi bu maçta ve umarım devam edecektir. /Ümit Karan rakip defansı boğuyor, top yaptırtmıyor, kafaya çıkıyor, vuramasa da vurdurtmuyor, hırpalıyor. Sakatlık sonrası 90 dakika aslanlar gibi mücadele ediyor! /Baros sağ kanatta hem defansif, hemde ofansif anlamda güzel oyun çıkartıyor, asist yapıyor, pas atıyor, adam eksiltiyor, gol kaçırıyor(!).. /Gel gelelim Ayhan'a! Ben gözlerime inanamadım.. Basmadık yer bırakmıyor, top kapıyor, ileriye pas veriyor, gol hazırlıyor!.. Ve diğerleri.. Hepsi alınlarından öpülmeyi hakediyor..
Şunu söyliyeyim, ben/biz bu futbolun benzerini Olympiakos maçında gördü(k)m Sami Yen'de. Maçtan sonra yeni açık merdivenlerinden aşağıya indiğimiz sırada milleti coşturmaya çalışırken, güzel günlere az kaldığını hissederek, sesim kısık olduğu halde, avazım çıktığı kadar bağırıyordum....
Milyonlarca taraftaaarın yan yana,
Bağrıyorlar hep beraaaber kol kola,
Adıyla takımıyla taraftarıyla en büyük sensin CİM BOM BOOOOOM!
Cimbombomuuum sen çok yaşaaaa canım feda olsuun sanaaaaa
Hiçbirşeyeee değişilmeez senin sevgin bu dünyadaaaaa!!!!
2 yorum:
2000 ruhunu tekrar istiyorsanız skibbeyi yollayıp fatih terimi getirin :D
Skibbe'yle de bu işin olabileceğini vurgulamaya çalışmıştım aslında :D
Yorum Gönder