Diyarbakır başkanının 1 haftadır cılkını çıkartması üzerine bugünkü maç bana hiçbir heyecan vermedi. Gidememiş olmanın verdiği duyguyla birlikte, maç daha başlamadan hadi başlasada bitse modundaydım. He Chelsea-ManU maçıda ,beklediğimiz kadar zevkli geçmeyince daha da bi bunalmıştım maç öncesi...
Erken yenilen gol maça bir helecan getirdi diyecekken, yinede bir "UEFA Kupası, 1.ön eleme turu, ilk maçı" tadında devam etti. Çok bi atraksiyon olmasada, "Galataspor'un" pardon Galatasaray'ın her atağında gol bekledi gözümüz. Olacak şey değil, Sabri şenlendirdi gözümüzü gönlümüzü. Şaka bi yana severim keratayı, güzel vurdu gelişine. İlk yarı Diyar-Bakkhır sesleriyle sona ererken. 2.yarının henüz başında mikemmel seviyede pas yaparak ve Kewell'ın kafa pasında biraz şansla gole gittik, Arda'yla. Emre Tilev olsaydı "2. Brezilya mı burası" vakası yaşayacağımıza garanti veriyorum. Güzel gol oldu vesselam. Barış'ın gördüğü kırmızıya diyecek laf yok, mallıktan başka bişey değil. Bundan sonra Hoca soyunma odasında kadroyu açıklarken, "kim kart görmeyi düşünüyo bugün?" diye sormalı artık. Canı isteyen topa el uzatırsa,ohooo:)
Kewell'a birkez daha 10 nömbre verdim. Ne istenirse onu yapıyor. Bıraksan ölene kadar mücadele edecek adam! Bu yüzden onu çok seviyoruz, gitmesin biyerlere istiyoruz! He bu arada Linderoth oyuna girince ya da şöyle söyleyeyim; Linderoth'u kadroda görünce çok seviniyorum nedense. Yıllar sonra adam gibi oynayacak diye düşünmüyorum yanlış anlaşılmasın. Ayhan, miladını tamamladı bana göre. Linderoth bu seneki hedeflerimiz için çok gerekli bir oyuncu. UEFA'ya giden yolda mesela...
Son olarak Dyarbakr taraftarı nedir abi öyle. Afrika'da hissettim kendimi maç boyu. Galatasaray'la 2010 Afrika Şampiyonası'na katılmışız gibi. Düzensiz davul çalmalar ve 90 dakika durmadan! Elleri nasır bağlamışcasına. Vuvuzela daha iyi be arkadaş!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder