23 Şubat 2010 Salı

Son Sigaramsın!?!?

Okuldan çıkan üniversite talebesi Ali Rıza Bey, oturmak için 2 metrobüsün yol almasını beklemişti. Günün yorgunluğunu kahvede oynanan 3 parti ihale ve azcıda yenen ciğerle atmaya çalışmış Ali Rıza Bey, metrobüse bindiğinde Galatasaray mecmuasının Ocak sayısında ki Rijkaard röportajını okumaya koyuldu. Yediği yemeğin etkisiyle bastıran uykusuna engel olamayan Ali Rıza, kafasını cama yaslamak suretiyle uykuya daldı. Edirnekapı'da aktarma yapmayı planlamıştı ancak girdiği derin uykunun etkisiyle, gözlerini açtığında Mecidiyeköy, Meşale sokak civarlarında olduğunu farketti. Bir anda Perşembe günü oranın nasıl cehennem görüntüsü alacağını düşünse de yanındaki yaşlı amcanın horlamasıyla hayali silindi gitti gözünün önünden. Neyse ki Zincirlikuyu'dan saat 4'ten sonra boş otobüsler kalkmaktaydı. Aktarma yapmak için indiğinde açılan uykusu, kıvrak hareketlerle boş otobüste oturacak yer bulmasına yardımcı oldu.

Söğütlüçeşme'ye kadar olan yolculuğu; hemen solunda ayakta yolculuk eden ve konuşma şekilleri embesili andıran çiftin birbirlerine yaptıkları kurlar sebebiyle ızdırap içinde geçti. Okuduğu kitaba konsantre olamayışı sebebiyle çileden çıktı ve kitabı çantasına geri koydu.. Yanında ki çiftin yan gözle süzen Ali Rıza Bey, "lan ne malsınız" diye geçirmeden edemedi. O sırada mp3'ünü akşamdan şarj etmeyişinin pişmanlığıyla, "lan ne malsın" diye verdi veriştirdi kendisine.

Söğütlüçeşme'ye varan metrobüsten can havliyle ve mükemmel ayak hareketleriyle inerek; yaptığı driplingle çıkışa doğru seri ve bir o kadar ağır adımlarla ilerledi. Karşısına çıkan uyuşuk insanları sağlı sollu geçtikten sonra, inanılmaz bir bel hareketiyle turnikeyi ekarte etti. Cafe Scarlet manzarası eşliğinde yürürken, Amerikan isimlerinin Türkçeye vurduğu darbeden yakındı.

Tren istasyonuna dönen alt geçite gelmişti...

Alt geçite yaptığı müthiş manevranın ardından karşısına çıkan bir delikanlıya çarpmaktan; yaşlı bacaklarına rağmen harika bir hareketle kurtuldu. Tehlikenin geçmesiyle birlikte, altgeçitte kestane satan düzgün görünümlü, aile babası kıvamlı beyfendiyle gözgöze geldi. "Ne güzel kokutmuşunm namussuz" diye iç geçiren Ali Rıza Bey, cebinde kestane alacak parasının olmadığını hatırladı ve adımlarını hızlandırarak olay mahalinden koşar adımlarla uzaklaştı. Tren garına girişin yapıldığı kapıya geldiğinde, yukardan bir tren sesi duydu ve koşar adımlarını, koşan adımlara çevirerek turnikeleri geçti. Hızlı ve teknik yapısı sayesinde uzun boyunun herhangi bir dezavantaj yaratmadığını farketti o anda.

Ancak tren kaçıyordu...

Yürüyen merdivenleri koşarak, hatta hoplaya zıplaya aşan Ali Rıza Bey, adeta bir kanguru-tazı karışımını andırıyordu. Merdivenleri çıktığında, gelen şimendiferin bir banliyö olmadığını farketti. Rahatlamıştı...

Tren saatine baktığında içinde bulunduğu rahatlık, yerini merak ve strese gark etti. Saat 48 geçmekte, ancak trenin 46 geçe gelmesi gerekiyordu. Buna rağmen onlarca insan vardı durakta. Canı sigara çekmişti. Yakmasa mıydı bitane? Biraz beklemeyi tercih etti.

2 dakika geçmişti...

Hala tren gelmemiş, gelecekmiş gibi de görünmüyordu. en sonunda o zor kararı verdi. Yakacaktı bi sigara... Cebinden paketini çıkardı ve çakmağı ateşledi. Sigara yanmış, ilk duman ciğerlere yol almıştı bile... O anda gördükleri karşısında şoka girmişti...

O da neydi..?

Karşıda kahrolası bir banliyö durağa doğru yanaşıyordu... Hemde bomboş... Olan sigaraya olmuştu...
_______________________________________________

İçimde kalan İnönü deplasmanı yazısı ve birçok şeyi, saçmalayarak attığım için herkesten özür diliyorum. Hikayeyi yazarken, Peyami Safa ve Cingöz Recai serisinden etkilendim belirtmek isterim, asaushdıaushd.

7 yorum:

halk dedi ki...

ahanda daha çok bu tarz yazılar isteriz, ali rıza bey'in fevkalade talihsiz hikayeleri devam etsin...

HarisPilton dedi ki...

kalp krizi geçirmesini beklemedim değil hani :D

Adsız dedi ki...

(black)

Üniversite talebesi ama 60 yaşında birinin hikayesini okuyo gibi oldum, yazıyı okurken resmen yaşlandım be abi , bu arada ceylan_erdinc[at]hotmail.com şu mail adresine aktifmi, özene bözene bir çalışma yapıp göndermiştim ama güzel olmadı galiba :(

Unknown dedi ki...

sultan aziz'in mücevherlerine ne oldu kanka ?

Gala's dedi ki...

Hiçte saçma değil gayet güzel olmuş :)

arnawut dedi ki...

çok teşekkür ederim beğenilmesine sevindim ya=)

benim yaşadıklarımı peyami safa diline yakın şekilde anlattım yav, birazda futbol birazda espri katarak tabi=))

ilker erol çetin dedi ki...

bnmde boyle haftaıcı anlayabılıorm seni:D